Bir şeyin değerini en iyi, ona en az sahip olan kişi bilir.
"Bir şeyin değeri, ona sahip olan kişiye göre değil, onu kaybetme riski taşıyan kişiye göre belirlenir." - Antoine de Saint-Exupéry
"Toplansın başucuma bütün dilenciler, bir dilim ekmek lezzetinden bahsedelim." Fazıl Hüsnü Dağlarca
Sihirli lambası olan bir kişinin lambadan çıkan cine " Beni istemeyen, isteği olmayan bir varlık kıl." dediğini düşünebilir miyiz?
Hayır düşünemeyiz çünkü hayat istekler sonucu şekillenir ve devam eder. İsteklerin bittiği bir noktada masal da biter hayatta.
İşte ondandır ölmeden önce ölmek ve hiçliği aramak tasavvuf ehilleri için büyük bir meşakkatti.
İnsanda üç tür istek vardır; Hissi istek, vicdani ve akli istek. Hayatta bu üç tür isteğin dengesinin sağlandığı durumlarda insanın bireyselleştiği ve kendi hayatını yönettiğini görürüz. Ancak hissi ve vicdani isteklerin akli istekleri bastırdığı çağdaş dünya insanlarında öz yönetim becerisi çok az görülmekte.
Her güven bir yorgunluk bırakıyor artık hayatımızda. Geçenlerde makale okurken yeni bir kavram ilişti gözüme "Umut yorgunluğu". Bizler bu çağın umut yorgunlarıyız.
Yarın 3 yıldır devam ettiğim yüksek lisans eğitimimden tez savunmamı yaparak mezun olmak için Ankara'ya geldim.
Bundan tam 2 yıl önce Ankara sokaklarını nasıl mutlu,nasıl neşeli yürüdüğümü hatırlıyorsam şimdi de bir o kadar kederliyim.
Yalnızlık yanıbaşımda ayrılmaz yadigar.