Çevresindekiler: İhtiras her şeyi affettirir; siz ise, bu bencilliğinizle hep kendinizi düşünüyorsunuz; bakalım kendinizi hangi güzele saklıyorsunuz, derlerdi.
Belki de bir bebek; daha konuşmayı ve yürümeyi bilmezden önce, büyüklere boş gibi görünen sabit gözlerle çevresine alık alık bakarken, olup bitenlerin anlamını seziyor, bunlar arasında anlamadığı ve anlatamadığı birçok ilişki görüyor.
Çıldırdın mı sen? Bu saatte hiç gezmeye gidilir mi? Bu ıslak havada. Ayakların üşür. Hem nasıl gideriz? Ormanda cinler cirit oynuyor şimdi; küçük çocukları alıp götürürler
. — Nereye götürürler? Nasıl şey bu cinler? Nerede otururlar?
Fakat günler geçti, yıllar geçti; yüzündeki tüyler sertleşti; gözlerinin parlaklığı gitti; vücudu irileşti; saçları dökülmeye başladı. Yaş otuza varmış, hâlâ on yıl önce düşündüğü mesleğin eşiğinde duruyordu; hiçbir yönde tek adım atmamıştı.