°
İnsanlar mutlu olduğunda gülerdi ancak benim hayatımda beni mutlu edecek hiçbir şey olmamıştı. Bir süre sonra ben de bana sadık acılarıma gülmeyi öğrenmiştim. Acılarım insanlar gibi değildi, beni terk edip gitmeyen tek şeydi.
Ama sadece bir çiçeği kendime benzetirdim. Gelincik çiçeği çünkü hüzün demekti. Bana göre gelinciğin diğer çiçekler gibi bir albenisi yoktu ya da güller gibi gösterişli değildi. Papatyalar gibi güzel kokmuyordu çünkü belirgin bir kokusu da yoktu. Karanfiller gibi birçok rengi yoktu çünkü gelincikler çoğu zaman kustuğum kanın rengindeydi. Yıldız çiçekleri gibi gösterişli ve kaktüsler gibi güçlü değildi. Gelincik fazla hassas bir çiçekti. Kadife yapraklarına dokunduğunuz an yaprakları yere düşerdi. Toprağından kopardığınızda saniyeler içinde solardı. Gelincik çiçeği hüzün demekti, gözyaşlarını akıtan bir hüzün. Hassastı ve kırılmaya müsait ince bir dalın üstünde saklıydı taç yaprakları. En küçük bir rüzgârda bükerdi boynunu, yas tutar ve matemi anlatırdı
Beni en iyi gelincik çiçeği anlatırdı çünkü çiçek dilinde gelincik, "Beni sevme yarınım belli değil," demekti.
..sarı kamelyadan bir yaprak kopardım. Bu yaprağı da avucuma sakladım. Çiçeklerin koparılması bana göre bir cinayetti. Ben çiçekleri koparmak yerine onlardan bir yaprak almayı tercih ediyordum.
^'^'^'^'^'^'^'^'^'^'^'^'^'^'^'^'
"Eninde sonunda bir kafesin içine girersin ama orası yuvansa, parmaklıkları göremezsin."
^^'^'^'^'^'^'^'^^'^'^'^'^'^'^'^'
~Cehennemin içinde açan gelincik çiçeğiKitabı okudu
"Ben çok kitap okuyan insanın,sıradışı bir kimlik geliştirdiğine yürekten inanıyorum. O tür bir kimlik edinen kişinin, yaşamı da sıradışı ve alabildiğine parlak oluyor."