Eloloşş
@Onlyelif
Bir hayalperest olarak ölmeyeceğim.
Kendi versiyonunun en iyisi ol.
Kendini özel hissetmek için ihtiyacın olan tek şey kendinsin.
Öğrenci
Lise 4/4
ᴍʏ ᴡᴀʏ
10 Ekim 2006
205 okur puanı
Ağustos 2022 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Dört günlük sevdaya vedaydı. En güzel veda..
Bu hayata bazen insanların bize yaptığı herhangi bir ters davranışında.. bütün iyiliklerini yok sayıp sadece yaptığı yalnışı konuşuyoruz. Fakat bu kitabın vedası yaşatığı onca hayal kırıklığına rağmen yaşadığı 4 beyaz gecenin mutluluğuyla bitti...
Bence sevmek en çok bu kitapla hissedildi...
Şu satırlarla son buluyor:
" 𝘎ö𝘬𝘺ü𝘻ü 𝘴𝘦𝘯𝘪𝘯 𝘪ç𝘪𝘯 𝘩𝘦𝘳 𝘻𝘢𝘮𝘢𝘯 𝘢çı𝘬, 𝘵𝘢𝘵𝘭ı 𝘨ü𝘭ü𝘮𝘴𝘦𝘮𝘦𝘯 𝘱𝘢𝘳𝘭𝘢𝘬 𝘷𝘦 𝘬𝘦𝘴𝘪𝘯𝘵𝘪𝘴𝘪𝘻 𝘰𝘭𝘴𝘶𝘯, 𝘮𝘶𝘵𝘭𝘶𝘭𝘶ğ𝘶𝘯𝘶 𝘩𝘪ç 𝘺𝘪𝘵𝘪𝘳𝘮𝘦𝘴𝘪𝘯. 𝘠𝘢𝘱𝘢𝘺𝘢𝘭𝘯ı𝘻 𝘺𝘢ş𝘢𝘺𝘢𝘯, 𝘴𝘢𝘯𝘢 𝘬𝘢𝘳şı 𝘮𝘪𝘯𝘯𝘦𝘵𝘭𝘦 𝘥𝘰𝘭𝘶 𝘣𝘪𝘳 𝘺ü𝘳𝘦ğ𝘦 𝘷𝘦𝘳𝘥𝘪ğ𝘪𝘯 𝘮𝘶𝘵𝘭𝘶𝘭𝘶𝘬𝘵𝘢𝘯 ö𝘵ü𝘳ü 𝘴𝘦𝘯𝘪 𝘩𝘦𝘱 𝘪𝘺𝘪 𝘩𝘢𝘵ı𝘳𝘭𝘢𝘺𝘢𝘤𝘢ğı𝘮. 𝘛𝘢𝘯𝘳ı𝘮 𝘵𝘢𝘮 𝘣𝘪𝘳 𝘮𝘶𝘵𝘭𝘶𝘭𝘶𝘬 𝘢𝘯ı 𝘉ö𝘺𝘭𝘦 𝘣𝘪𝘳 𝘢𝘯 𝘪𝘯𝘴𝘢𝘯𝘢 ö𝘮ü𝘳 𝘣𝘰𝘺𝘶 𝘺𝘦𝘵𝘮𝘦𝘻 𝘮𝘪? " sonu beni o kadar etkiledi ki Nastenka'nın yaptığı yalnıştan çok hayalperest baş karaterimizin son sözleri ile aklımda yaşayacak olan bir eser oldu...
Okumak isteyen herkese tavsiye ederim.
Sizde bu tek taraflı gerçek sevgiye şahit olun...
Şimdilik benden bu kadar
Bir sonraki
incelemeye dek
Okur Kalın
Hoş çakalın
Sevgilerle
Eloloşş
Okur Takip Önerileri
<Herkese tekrardan selam.>
Tekrardan selam diyorum çünkü serinin 2. kitabı ve serinin ikinci incelemesini yazıyorum<3
#218448735
(Bu da ilk kitap incelemem<3)
Gerçekten bu 2. kitabı okurken ki hislerimi tek kelimeyle anlatacak olsam: duygusal derim.
Yer yer gözlerimin dolduğu,yüzümün gülümsediği,meraklandığım,heyecanlandığım bir kitap oldu.. 2. Kitapta birinci kitaptan kaldığı yerden devam ediyordu.{yani olaylar alakasız değildi çünkü bazen seri kitaplarında ilk kitapları çok severken diğer serilerinde hayal kırıklığı yaşayabiliyoruz} Fakat ikinci kitap birinci kitaptan daha iyiydi. Kitabın ana hatlarının oturduğu ve çoğu sorunun cevabını bulduğum ayrıca kurguya bir kez daha hayran olduğum kitaptı...
Normalde kolay kolay kendimi kaptırıp duygulanmam. Fakat o hastalık psikolojisini çok iyi betimlediği için o kadar iyi empati kurabiliyordum ki. Gözlerimiz Yeşil ile beraber yaşarıyor. Gülümsememiz beraber büyüyordu.
Ters köşe yapacak o kadar olay oldu ki...
Ötanazi Okulu 2 'de Yavaş yavaş iplerin bağı çözülürken kitap sizi prangalıyor kendisine..
Ayrıca kitapta çok sevdiğim şeylerden biride çiçekler ile ilgili anlatılan yerler ve efsaneler..
Ötanazi Okulu 3 'ü okumak için sabırsızlanıyorum.
Bu gecelik benden bu kadar
Bir sonraki
Incelemeye dek
Okur kalın
Hoş çakalın
Sevgilerle
Eloloşş
♡Herkese Merhabalar♡
<Yazarla ilgili>
Eylül ayının ve serinin ilk kitabı ayrıca kıymetli yazar 
Maral Atmaca okuduğum 5. kitabı daha önce 
Yaralasar - 1 serisini okumuştum.
Ve bu yazarda en sevdiğim şey farklı konulara yelken açması ilgi çekici ve cezbedici güzel konularıyla şimdiye kadar okuduğum kitapları akıp gitti...
<Kitabın konusu>
Adı ölüm kokan ve önceden azılı suçlar işlemiş veya psikolojik sorunlu insanların denek olarak kullanıldığı okul
Ötanazi Okulu.
Kitabımız çok sıcak karakterlere sahip..
Çoğu zaman merakla beklenen bölümlerle akıcı bir kitap..
Baş karakterimiz Yeşil(Green)Başar radyasyon yayan ve tüm dünyanın bildiği azılı suçluların aranan listesindeki taşıyıcı yada kalbi..
Fakat işin aslı kalbini isteyenler arasında ilk sırada babası yer alıyor. Melez olan kızımız 9 yaşındayken annesini sesini sağlıklı kalbini kaybedip babası tarafından ötanazi okuluna hapis ediliyor..
Drew veya namı değer Gölge öldürmek için gitti taşıyıcı çiçeklere bile kıyamayan küçücük hastalıklı bir beden görünce öldürme arzusu aşka dönüşür. Ve masal burda başlar...
Şimdilik benden bu kadar serinin bir sonraki kitaplarında görüşmek üzere♤
O zamana dek
Okur Kalın
Hoş Çakalın
Sevgilerle
Eloloşş
◇Selamlar◇
Öncelikle kitabı şimdi bitirdim. Ve acım henüz tazeyken inceleme yazıyorum.
Kitabı ben yoğun olduğum için 3-4 günde bitirdim. Fakat onun dışında kısa sürede bitirip uzun süre etkisinde kalacağınız bir kitap...
Öncelikle, karakterlerden Cemşit Ağa'yı çok sevdim. O akılı,çevik,babayiğit,ağırlığını koruyan biri olması. Beni kendisine hayran bıraktı.
Kitabın derinlerine indiğimizde bence ana konu insanlara 'Hayır!' demekte zorluk çekenlerin kendisine dersler çıkarabileceği bir kitap.
Ve ayrıca bazen büyükler hep dürüst olmamızı ister ama dürüst olduğumuzda tekrardan azar işitiriz ve bu bizi alışkanlık haline getiren yalanlara sürükler:(
Baş karakteri sevmedim-sevemedim. Korkuları olan bencil bir karakterdi. Ayrıca sonuçlarını bildiği olayların başında gösterdiği cesaretsizlik kendi duygularının katili olmasına neden oldu. Fakat altında yatan malesef ki onu yetiştirirken güven duygusundan çok korku duygusunu içlerine işleyen ailesi idi...
Son olarak şunu eklemek istiyorum;
" Ne mal kaldı ne de mülk. Götürdü hepsini gönüldeki yük. "
Bunların dışında içimi ısıtan ve beni içine çeken sıcacık bir kitaptı. Severek okudum.
Tavsiye ederim;)
Şimdilik benden bu kadar
Bir sonraki incelemeye dek
Okur Kalın
Hoş Çakalın
Sevgilerlee
Eloloşş
Herkese Merhabalar
Bugün 
Efendimiz Soruyor kitabını yorumlayacağım.
Öncelikle daha önce dini kitaplar okumaya çalışmıştım fakat gerek dillerinin ağır olması ya da anlaşılması zor olmasından dolayı sık yaptığım bir şey değil.
Fakat bu kitabın dili,anlatım tarzı,sadeliği o kadar anlaşılır kılıyordu ki ve içinde anlatılanların güzelliğinden bahsetmeye gerek bile yok "kitabı sevdim anlatılandan ötürü:)" içinde ders çıkaracağımız çok güzel kıssalar var. Sevgili Peygamberimiz Hz. MUHAMMED (s.a.v) ve sahabileri ile geçen muhabbetler kitaptan çıkarılmayacak ders anlaşılmayacak yazı yok. Herkesin okuması gereken bir kitap:)
O yüzden bugünlük benden bu kadar
bir sonraki
incelemeye dek
Okur kalın
Hoşça kalın♡♡
İmza Eloloşş
Herkese Merhabalar
Nisan ayının ilk incelemesini 
Perili Ev ile açıyorum.
Kitabı bi oturuşta bitirdim. Yazımı güzeldi,dili anlaşılır idi.
Konusuna gelecek olursak;
◇Kırsal bir alanda altı aylığına kiralanan ve içinde 'kukuletalı,baykuşu olan bir kadın' olduğunu ve evde garip seslerin geldiğini bildiriyor.
◇Karekterimiz,kız kardeşi(38), sağır bir seyis, Türk cinsi av köpeği,iki kadın hizmetçi ve tuhaf kız ile eve yerleşiyorlar.
◇Ev ile ilgili konuşulanları sadece ev sahibi ve kardeşi haberdar fakat zaman zaman görülen gözler,duyulan sesler ile üç kez hizmetliler değiştiriliyor.
◇En son kendi arkadaş ve kuzenlerini davet ediyorlar.Beraber arayış içine giriyorlar.
♧ Kitapta bir yerde sıkıldım-akış yakaladım-olaylar karıştı. Tam olarak üç partta gerçekleşti.
Yoğun dönemlerinizde veya kısa yolculuklarında keyifli bir okuma alternatifi olacaktır.
Şimdilik benden bu kadar
Bir sonraki serüvene dek
Okur Kalın
Hoşça kalın
Sevgilerleee Eloloşş ♡
Bugün Ali Rıza Bey'in Dökülen Yapraklarını inceleyeceğim.
Hani bir şeyi ne kadar güzel ve kusursuz yapmaya çalıştıkça o şey kadar çirkin ve kusurlu olur ya işte kitap aynen bu söz üzerine kurulu.
Kitabı okurken 
Uçurtma Avcısı'da geçen "Çocuklar boyama kitabı değildir onları en sevdiğin renge boyayamazsın." Sözü aklıma geldi. Ve bu söz bu kitapla o kadar alakalı ki sadece okuyan bilir..
Kitap kimseye hayır diyemeyen hayatı namus üzerine kurulu Ali Rıza Bey'in etrafında dönüyor. Öyle ki 40 yaşında sırf hayır diyemediği için Hayriye Hanım ile evlenip 6 çocuk sahibi oluyorlar.(çocuklarından biri üç yaşında ölüyor)
Ali Rıza Bey çevresinde her ne kadar takdir edilip sayılan biri olsa dahi kendi gemisinin kaptanı olamıyor.
Çocuklarını ne kadar mükemmel yetiştirmeye çalıştıkça o kadar eline yüzüne bulaştırıyor. Çocuklar daha doğmadan,büyümeden çocukların nasıl yetiştirileceği planlanmış. Ali Rıza Bey'in aslında yapması gereken ve asla yapamadığı tek şey kendi gemisinin kaptanı olmaktı.
Kitapta kuşak çatışmaları ekonomi ön planla dizisini izlemedim. Kitabını sevemedim:)
Mart ayının son kitabı♡
Bir sonraki incelemeye dek
Okur Kalın
Hoşça Kalın.
Sevgilerlleee Eloloşş
Merhaba Sevgili Okur,
Bugün Mısır'a yolcuyum.
İlk kez 
Gülten Dayıoğlu nun bir kitabını okudum.
Ve yazım dili,sadeliği,gereksiz betimlemelerden uzak duruşu ve en önemlisi okur ile kurduğu bağı çook sevdim. Eğer gezi/anı türünde bir kitaba başlamak istiyorsanız kesinlikle bu kitabı öneririm.
Hem Mısır'ı geziyor, onlarca bilgiler öğreniyor ayrıca benim okuduğum yayında son sayfalarda fotoğraflarla destekleniyordu gerçekten çok tatlı bir kitaptı♡
Bir sonraki
İncelemeye dek
Okur Kalın
Hoş Çakalın♡
Herkese Merhaba
Bugün 
Yüzyıllık Yalnızlık kitabını yorumlayacağım. Fakat yorumlarken on altı yaşında ve henüz filizlenmemiş bir okur olarak yorumlayacağım. Bunu söylüyorum çünkü belki de ileri de tekrar okuyacağım ve çok seveceğim. Kitabı yarım bıraktım. Sevmedim, sevemedim. Çok fazla betimleme vardı ve başka isim yokmuş gibi bir isimden onlarca türeyen farklı kişiler vs derken karışıklığa neden oluyordu.
Ben kitabı ilk aldığımda 'simya ile ilgili derin bilgiler içeren kendisini bulunduğu çevreye buluşlarıyla en sonra kanıtlayan bir filozof anlatılıyor.' Diye düşünmüştüm ama kitap ordan oraya atlayıp her seferinde bir başka çocuğun doğumunu ve ortada kalışını anlatıyordu.{en azından benim okuduğum yere kadar}...
Bugünlük bu kadar♡
Bir sonraki
İncelemeye dek
Okur kalın
Hoşçakalın♡♡♡
İmza Eloloşş
Herkese merhabalar
Bugün 
Karanlığın Esirleri kitabını yorumlamak üzerine burdayım.
Kitabı okurken yabancı biri yazmış gibi hissettim o egzotik havayı hissettiriyor. Genel olarak kitapta vurgulanan düşünce hayatımızda ki tek gerçek olan 'ÖLÜM'.Her hikayenin sonu ölümle sonuçlanmasına bazen sinirlenmiş olsam bile yazarın hikayelerinden etkilenmemek mümkün değil.Hayatımızda ne olursa olsun ne yaşarsak yaşayalım öleceğiz elbet fakat benim kitapta en çok hoşuma giden şey dostluk, sevgi,güven temalarının ön planda olması. Kitabı bitirdiğimde;
-"Evet bir gün öleceğiz fakat yaşarken kendimizden ödün vermemeliyiz. Bir dost bir ömre, bir umut bir hayatı yaşamayı değerli kılar." Kitabı çok sevdim başarılı bir yapıt. Fakat okurken en çok istediğim şey üç bölüm olacağına ayrı ayrı üç kitap olsaymış...
Bu seferlik benden bu kadar
Bir sonraki incelemeye dek
Okurkalın Hoşçakalın
-Elif'
Merhabalar bugünün ikinci incelemesi ile karşınızdayım. (Bu kitap 
Abdurrahman Seyhan beyin yazdığı ve 
Serap Tiryaki düzenlediği çekilişten kazandığım kitap. Sık sık çekilişler düzenleniyor. Haberdar olmak istiyorsanız takip edebilirsiniz.)
Şimdi bu nadide eseri övelim bakalım;
Övgüyü kesinlikle hakkediyor bu yoğun tempolu sınav döneminde yorgunluktan ve çoğu zaman beni karamsarlıktan kurtaran bir nebzede olsa dünyadan uzaklaştıran bir kitap oldu. Kitap sayfa sayısı az fakat içinde keşfedilmeyi bekleyen bir dünya var. Kitabı okurken sanki ben yazmışım gibi hissetim. Dili sade ve samimi idi. Sanki yazarla sohbet ediyormuşum yazar benim baktığım yönde çok farklı anlamlar çıkarıyormuş ve bana bunu anlatıyormuş gibi hissetmeme neden oldu. Kendime karanlığın ardında tıpkı bir aydınlık gibi dost edindim. Bu kitabı♡okumaya başlayan insanlar olur ya hani ne önerirsinde okumaya alışırım derse. Cevabım belli.
Bir sonraki incelemeye dek,
#Okurkalın Hoşcakalın
Sevgilerle Elif♡
Merhabalar♡
Bu kitaba ait 1K de ilk inceleme bana ait.
Bu kitap bana Serap Tiryaki'den hediye geldi. Çok teşekkürlerimi sunuyorum.♡
O yüzden hem Serap Tiryaki'nin bana hediye etmesi hemde bu platformda kitapla ilgili inceleme paylaşan şimdilik yalnızca ben olduğum için mutluyum.
Kitabın konusuna gelecek olursak:
Kitap bir vampirin(Alex) bir kurt kadınına(Fiona)aşık olması ile başlıyor.
Fiona 30 yaşında her dolunayda kurda dönüşen ama gün içinde normal yaşayan bir insan.
Alex ise yıllar önce ölmüş bir ölü beden. Vampir.
Ve bu kurt adamların dünyasında dişi kurtlar, en geç yirmi sekiz yaşlarına kadar evlenmek zorundadırlar.
Ve Fiona 30 yaşındadır. Dişi kurt evlenme yaşını geçtiğinde onlar için bir eş seçilir veya onlar için seçilen eş ile savaşarak kendilerine bakabileceklerini kanıtlamak zorundadırlar.
Savaştıkları sırada Alex, Fiona'yı kurtarıp ölü bedenini tekrar canlandırdığında olaylar gelişmeye başlar...
Kitap bölüm bölüm ilerliyor ve mesela 1. Bölümde Alex 2. Bölümde Fiona'nın iç konuşma şekliyle karşılaşıyoruz. Kitabın konusu güzeldi. Fakat bazen kötü sahnelere yer veriyordu. Ve bu hoşuma pek gitmedi. Se*s sahneleri içermese çok daha akıcı bir biçimde okuyabilirdim.
Bir sonraki incelemeye dek
#Okurkalın Hoşçakalın♡
-Sevgilerimleee Elif
·
Puan vermedi
Öncelikle,
Merhaba bugün George Orwell'in okuduğum ikinci kitabının incelemesini yapacağım. İlk okuduğum kitabı 
1984 'tü.
Bu iki kitabıda birbirine benzer distopya türü ve George'u tanıyor,anlıyorsunuz. Çünkü bir kitabında insanlar ile bir kitabında içine insan girmiş hayvanlar ile kendi zihnini açıkça ortaya koymuş ve iki başarılı eser ortaya çıkardığını düşünüyorum.
1984'te mesela kötü kelimesi yasaklanmıştı. Yeni söyleme göre ve başlarındaki insanın kötü olduğunu söylemek isteseler bile yasaklandığı için cümle içinde kullanamıyorlardı.
Hayvan Çiftliğinde her seferinde tehtid yolu ile yapılıyordu. Fakat hayvanlar tıpkı 1984'teki insanlar gibi fark edemiyorlardı.
Her iki söylemedede korku ve cesaretsizlik ön planda.
Yazılacak çok şey var ama benden bu kadar.
Bir sonraki incelemeye dek okurkalın hoşçakalın.
