Dostoyevski, bu eseri, yaklaşık iki yıl gibi bir sürede tamamlayıp, yayımladıktan 4 ay sonra da vefet etmiştir. Elimdeki kitap 800 sayfadan oluşmaktadır. Hacminden dolayı sürekli okumayı ertelediğim bir eserdi. Ama yazarın diğer yapıtlarını da okuduktan sonra bir Dostoyevski müptalası oldum ve 'keşke daha önce başlasaydım' dedim. İçi dolu dolu bir eser çünkü. Okurken hiç sıkılmadım." Şurası çok gereksizmiş, olmasaymış" demedim hiç. Bölümler arası geçişler arasında hiç kopuk yok, hepsi birbiriyle bağlantılıydı. Yazara gerçekten hayran olmamak elde değil. Yazar diğer eserlerinde olduğu gibi bu yapıtında da hemen hemen aynı temaları daha da güçlendirerek okura sunmakta. Din, ahlak, dönemin toplumsal yapısı, karakterlerin iç dünyası, ruhsal sorunları gibi temalara yer vermiştir. Baba-oğul ilişkisi, dinde karşıtlıklar, inanç gibi temaları yazar, karakterler aracılığıyla sorgulamış, sorgulatmıştır. Romanda en çok hevesle okuduğum kısım Alyoşa ve Kolya karakterinin konuşmalarının olduğu bölümdü. Bunun yanı sıra İvan karakterini de çok sevdim. Bazı araştırmalarıma ve kendi görüşüme dayanarak, yazarın İvan karakteriyle benzerliklere sahip olduğunu söyleyebilirim. Kitabı okuduktan sonra Freud'un, Dostoyevski ve baba katilliği makalesi ve Edward Halliett Carr'ın Dostoyevski adlı eserini de okuyarak daha da özümsedim. Okuyuculara da tavsiye ederim.