Onur

Celûlâ Savaşı
İranlılardan alınan ganimetler o gün pay edilmedi. Gece Abdullah bin Erkam ile yine aynı sahabî ulularından Abdurrahman bin Avf'e teslim edildi. Ertesi gün ganimetler açıklandı. O kadar ganimet alınmıştı ki, ortaya altın ve mücevherlerden bir tepecik çıktı. Sahabîler böylesine büyük ve ihtişamlı servet karşısında hayrete düştüler... Maddeye mahkûm olmuş İranlıları ne hale koymuştu. İrfan denizine gark olmuş din büyüğü Cenâb-ı Ömer (r.a) göz yaşlarını tutamadı. Mübarek gözlerinden billur billur yaşlar akıyordu! Kendisine sordular: - Ey bakış ve görüş sahibi! Niçin ağlıyorsun? Cenâb-ı Faruk (r.a) ortaya bir tepe gibi yığılmış serveti işaret ederek: - Servet ve para nereye girerse düşmanlık ve nefret onların peşinden gelir, dedi.
Sayfa 235 - Çelik yayıneviKitabı okudu
Reklam
Hassasiyet
Hassasiyet: Cennet ehlinin aydın ışığı, Allah Resulü'nün halifesi ve müminler topluluğunun en büyük başı Hazret-i Ömer (r.a.), bir gün devlete ait hazineyi taksim ediyordu. Küçük kızı içeri girdi ve oradan bir dirhem alıp çıktı. işin farkına varan halifeler halifesi, kızın peşinden koştu, hatta kızın başından çarı düştü... Kızın gözlerine yaşlar hücum etti ve damla damla akmaya başladı. Kız, ağlayarak eve girdi ve dirhemi ağzına sakladı... Adalet tahtının Sultanı Hazret-i Ömer (r.a.), kızı ensesinden tuttu ve parmağını ağzına sokup parayı aldı ve gök gibi gürledi: -Ne Ömer'in, nede çocuklarının yakın ve uzak bütün Müslümanlardan fazla bir hakkı vardır!... Hak ve adaletin bu derecesi...
Sayfa 69 - Çelik yayıneviKitabı okudu
Sözde Haremde Entrikalar Peşinde Koşan Sultan
Ancak burada farklı bir durum söz konusudur.Bu sanduka kabre konulacak mıdır? Normalde dinen, vefat eden kişi kabre konulduğunda yanında sadece dikişsiz bir kefen bezi götürebilmekteyken, bu sanduka ile ilgili nasıl bir karar verilecektir.Kararı verecek kişi hiç şüphesiz o günlerde ilmin başı olan büyük Şeyhülislam Ebussuud Efendi' dir.Bütün gözler Ebussuud Efendi' ye bakar.Caiz değildir derse sanduka kabre konulacak, değildir derse konmayacaktır. Ebussuud Efendi, sandukayı açın der.Açarlar, bütün gözler merakla sandukadan çıkacak şeye yönelir.Sandukadan; altınlar, elmaslar, çekler, senetler, tapular, tahviller çıkmaz.Sultan Süleyman' a neden Kanuni diyoruz.Çünkü 46 senelik saltanatında birçok kanun yapmış, birçok kanuna yön vermiş.Bunları kafasına göre mi yapmış? Hayır, başta Divan-ı Hümayun olmak üzere devrin şeyhülislamından fetva almış.Sandukadan bu fetvalar çıkar.Peki bir kişi, neden fetvalarla gömülmek ister? İnancımıza göre vefat ettiğimizde, kabre konduğumuzda sorgu sual melekleri yanımıza gelecek ve yaptıklarımızdan soracaklardır.Böyle bir durumda Kanuni, yanındaki sandukadan tek tek fetvaları gösterecek, "Hiçbir kararı kafama göre almadım.Gerekli yerlere sordum!" diyecektir.Tabir yerindeyse kefeni yırtacaktır. Ebussuud Hazretleri bu tablo karşısında gözyaşlarını tutamaz, ağlar, sultanın naaşına kapanır ve şu mandar sözleri söyler; "Ey büyük sultan, sen kendini kurtardın ya bakalım Rüz-ı Mahşer' de bizim halimiz nice olur."
Sayfa 259 - Timaş YayınlarıKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Kahvenin Ortaya Çıkışı
Kahve’nin hikayesi Yemen’de başlıyor. Bir çoban her gün olduğu gibi yine keçilerini takmış peşine gütmeye götürüyor. Belli bir yerde hayvanlar yayılıyor. Ancak bir tanesi her defasında gözden kaybolup bir yerlere savuşuyor. Çoban merak içinde kaybolan keçiyi ararken bir yerlerden çıkıp geliveriyor. Tabii çobanı bir meraktır alıyor. Bu keçi
Sayfa 195 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Avrupa da temizlik adabı!!!
O günün Avrupa toplumu ne doğru dürüst temizlik biliyordu, ne de yıkanma.Hijyen denilen şeyin yakınından bile geçmiyorlardı.Tuvalette yoktu, tuvalet adabı da.Bugün halk arasında olumsuz bir olayı icra eden birine, "Halt ettin!" deriz değil mi? Bu çok kullandığımız kelimenin anlamını biliyor muyuz? Ben söyleyeyim.Halt, "dur" demektir Almanca da.Peki dur ettin ne demek oluyor.O günün Avrupası' nda tuvalet bilinmediği için insanlar ihtiyaçlarını evlerdeki kab kaçaklara yapar sonra pencereden dışarıya doğru bunu uzatarak, "Halt" diye bağırırlardı.Yani dur! Bu ihtarı duyan ve o anda sokaktan geçmekte olan herkes yukarıdan gelecek şeye karşı başını sakınmaya çalışırdı.
Sayfa 186 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Reklam
42 öğeden 31 ile 42 arasındakiler gösteriliyor.