Çılgın Kalabalıktan Uzak|Thomas Hardy
Thomas Hardy’den okuduğum ilk kitap olan Çılgın Kalabalıktan Uzak bir İngiliz aşk klasiği olarak beni kendine hayran bıraktı. Karakterimiz güzel kadın Bathsheba Everden, kendisine miras kalan Çiftliği çevirmek için Weatherbury köyüne gelir. Burada karşısına çıkan sorumsuz Çavuş troy, saplantılı diyebileceğimiz Çiftçi Boldwood ve becerikli, dürüst olan Gabriel Oak arasında duygusal bir eğitimden geçecektir.
Kitap alışılmışın dışında sohbetlerle sizlere hoş hissettirecek, kimi zaman diliyle canınızı yakacak, gözünüzün önünden hiç gitmeyecek betimlemeleriyle sizleri hayran bırakacaktır.
Genel olarak kitap hakkında söylemek istediğim akıcılığı ve dilinin sadeliği olacaktır. Yine her zamanki gibi klasiklerin klasiği olan fazla uzatılmış bölümler vardı. Klasiklerin tadı da bu zaten, öyle değil mi?
Dönemin modernleşme yapısını da alttan alta sopalayan yazarımıza hayranlığımı iletiyorum. Eski yapılar hisli ve canlıdır, her zaman korunmalıdır.
Karakterler hakkında bir şeyler eklemem gerekirse Bastheba’yı yarı haklı yarı haksız buldum. Çavuş Troy tam bir hovarda ve hiç sevmedim. Boldwood, garibim bir umut aşkını beklemekten perişan oldu. Ya bizim Oak, baştan sona bir çizgi de tuttu kendini, zor bulunur böyle Çiftçi.
Herneyse kesinlikle okuyunuz derim. İçiniz ısınır, soğur… Mutlu son olur belki bilemezsiniz.
ÇALIKUŞU| Reşat Nuri Güntekin
”Hangi ümide sarılsam elimde kalıyor, neyi seversem ölüyor.”
Kitabı tek bir alıntıyla özetlemem gerekirse kesinlikle bu olurdu. Karakterimiz Feride’nin yaşamını okurken kâh güldüm, kâh ağladım. Sanki beraber, o nereye giderse oraya gittim, hangi duyguyu yaşadıysa o duyguyla yaşadım. Belirtmeliyim ki uzun zaman sonra beni ağlatan bir kitap oldu, acaba olaylara sinirlendiğim için mi yoksa mutluluktan mı ağladım kestiremiyorum.
Yazar duyguları o kadar derinden aktarmış ki gözümün önünde oluşan simalar, mekanlar bir bir canlandı. Diğer bir konuya değinmem gerekirse çoğu yerde karşılaşılan idari sorunlara, toplumun fitne fesatlık ve insan kayırma sorunlarına o kadar güzel değinmiş ki sizler okurken ister istemez bu konulardan yakınıyorsunuz. Okurken bazı yerlerde sıkılır gibi olabilirsiniz ama kesinlikle durmayın, sonlara doğru su gibi akıp gidiyor. Son olarak şunu söylemeliyim ki hepimiz Feride olmalıyız. Ümidini asla kesmeyen, hayata küsmeyen, kendimizden önce karşımızda olanlara el uzatan olmalıyız, affedici olmalıyız. Daima temiz kalpli bir “Çalıkuşu” olmalıyız. Herkes okusun, okuttursun. Sevgilerimle