Türkiye'nin Araplaşması, Afgan ve Suriyeli Mülteci Sorunu
Türkiye’de seçim atmosferi kendini hissettirirken en hararetli tartışma konularından biri de sığınmacılar ve Afganlar üzerine oluyor. Türkiye’de sayıları 10 milyonu bulan sığınmacıların ekonomik krizin de etkisiyle toplumda yarattığı kaygı ve rahatsızlık, bugüne kadar politika ile ilgilenmeyen insanları bile harekete geçirdi.
Türkiye’de
Almanya nüfusunun yaşlanmasından dolayı vasıflı, vasıfsız genç nüfusa ihtiyacı olmasına rağmen Suriyelilerin sadece eğitimli olan kısmını Türkiye'den seçerek aldı. Buna rağmen entegrasyon konusunda başarısız oldular. Türkiye'nin entegrasyon konusunda hiç şansı olduğunu düşünmüyorum fakat entegre etmek için uğraşan bir iktidar da yok. Geri gönderilmeleri bence uluslararası hukuk ve olası ekonomik yaptırımlardan dolayı imkansız.
Bu videoda Türkiye açısından sorunu iyi anlatmış ama ben Remzi Çetin gibi devletin kurumlarına güvenemiyorum: youtu.be/v-2bWk3QDbM
İncelemeye başlamadan önce biraz yazarla ilgili bilgi vermek istiyorum. Askeri Tıbbiyeye girdiği yıllarda Türkçülük fikrinin etkisi altında kalır ve arap asıllı bir teğmene selam vermediği için okuldan atılır. Daha sonra öğretmenlik yapan yazarımız bir arkadaşıyla beraber yazdığı makale Mehmet Fuat Köprülü'nün dikkatini çeker ve böylece edebiyat dünyasına girer.
Türkçü ve Turancı olduğu için toplumda tepki görse de eserlerinin başarısını küçümsemek haksızlık olur. Ruh adam yazarın en önemli eserlerinden biridir ve kendi yaşamından bazı izler taşıyor. Kitabı okumadan önce Atsız'la ilgili bilgi edinmek, eseri daha iyi anlamak için faydalı olacaktır.
Baş karakterimiz Selim Pusat, apoletleri sökülmüş ama ruhundan askerliği sökülememiş bir subay. Askerlik onun için en büyük aşk, en mühim bilgi, en kutsal yaşam gayesidir.
Cumhuriyet karşıtı. Cumhuriyet'in belki de iyi bir rejim olabileceğini ama bu rejimle büyük kumandanların yetişmeyeceğini düşünüyor. Bu fikirlerini dile getirdiği için yargılanıp askerlikten atılıyor ve eşi Ayşe Pusat da bir süreliğine öğretmenlik görevinden uzaklaştırılıyor.
Selimin ihtiraslarını, nefsiyle hesaplaşmasını o ruhsal bunalımlarını çok güzel aktarmış yazar. Ruhsal tahliller ve iç hesaplaşmalar harika. Özellikle son bölümdeki mahkeme sahnesi. Gizemli unsurlar, gerçek ile sanrıların iç içe geçmesi romanı sıradışı ve özgün yapıyor.
Felsefe, din, tasavvuf, aşk, askerlik gibi pek çok konuyu ele alan ancak bu kadar derin konuları insanı yormadan ele alan, üslubu ve dili gayet akıcı bir eser.
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201927,2bin okunma
Galiba Türkiyede solcu kesim daha fazla okuduğundan Atsız ve Peyami Safa gibi bazı yazarların underrated olduğunu düşünüyorum. İkisi de Türk edebiyatının en özgün yazarlarından.
Biz, çocuklar sünnetin ne olduğunu anlayacak yaşa gelene kadar bekleriz, çünkü bizde sünnet olayını “erkek olma” biçimine sokarak çocuğa kavratma düşüncesi esastır. Bizim için sünnet basit bir tıbbi işlem değildir. Bu işleme erkeklikle ilgili anlamlar yüklenmekte, çocuğun, daha doğrusu çocuğun ailesinin bütün yakınları dahil edilmektedir. Bunun çocuğun özel hayatına müdahale demek olduğu aklımıza bile gelmez. Bize göre çocuğun bedeni ona ait değildir; çocuğun bedeniyle ilgili bir işlemi herkesin ortasında yapmak, herkesle birlikte kutlamak olağan kabul edilir. Çocuğu yüceltir görünürken, bir yandan benlik saygısını ne kadar yaralayıcı, çocuğu ne kadar nesneleştirici ve bunu da normalize eden bir hareket…
erkek çocuklarını sünnet etmek için 4-5 yaşlarına kadar bekleyen başka toplum bilmiyorum. Var mı acaba? bir de bunun düğün tören olarak yapılması da aşırı garip geliyor.
Lütfen bir mucize olsun: kitapların fiyatları ucuzlasın. 🙏🙇📚
... Kitap fiyatlarının böyle satınalınabilir bir seviyeye çekilmesinden sonra kitap mağazasında görmeye alışık olmadığımız bir kalabalık beklenmeyen bir ilgi gerçekleşti.
...
"Bizim insanımız asla kitap okumaz" yolundaki negatif, umut telkin etmeyen, kötümser bakışı hükümsüz kılacak bir ilgiydi bu.
Fiyatlar, potansiyel okuyucunun gelir düzeyine uygun şekilde belirlenebildiği taktirde okuyucu sayısında hızlı bir yükselme olabilir mi ya da satılan kitap sayısında artış olabilir mi !?
Neden olmasın!
#Fotoğraf sanatı üzerine sayfa 415
evet maalesef. Ankarada böyle bir şey yapılmış. Bence iyi uygulama: ego.gov.tr/tr/haber/5656/b...
hem okumak isteyenler ödünç alabilirler, hem insanlar kitaplarını buraya bağışlayabilir