Güneş üzerinde parladığı zaman, bu benim gülümsememdir. Elma çiçekleri arasında esen rüzgârı işittiğin zaman, bu seni sevdiğimi fısıldamamdır. Aşkım sonsuza kadar senindir.
Bundan hemen önce şöyle diyor; Kadınların sevdiği süslü söylemeyi hiç bilmiyordu. Tek yapabildiği, hislerini yazmaktı.
Perrin reis sen bu işte anlamıyorsan biz ölelim yav :D
Her seferinde bitsin başka kitaba başlayacağım dediğim ama her seferinde de seriye devam etmekle başka kitap okumak arasında savaş vermeme sebep olan seri...
Evet sevdim. Bir toplumdan ayrılması gereken bir zattan alıyor ismini. Onun toplumuna verdiği felsefi tavsiyeleri bölümler halinde içeriyor kitap :) yorumunu geç görmenin telafisi olarak annene hediye etmek isterim :)
Dairem, o güne dek içinde yaşadıklarım bir yana, gördüklerim arasında bile en gösterişlisiydi. Ahşap mobilyalarla dolu odaların duvarları, cilalanmış bir taşla kaplıydı. Kuş tüyü yatak otuz santim kalınlığındaydı ve şöyle bir uzanmak için perdelerini çektiğim zaman bana Anker'ın Yeri'ndeki odam kadar büyük gözüktü.
Hattâ dairem o kadar güzeldi ki ondan ne kadar nefret ettiğimi anlamam neredeyse bir günümü aldı.
Pabuçları düşünün. Bulabildiğiniz en büyük çifti değil, ayaklarınıza uyanı almak istersiniz. Pabuçlarınız fazla büyükse ayaklarınızı vurur.
Aynı şekilde dairem de beni vuruyordu. İçi boş, devasa bir gardıroba, yine içleri boş çekmecelere ve çıplak kitap raflarına sahiptim. Anker'ın Yeri'ndeki odam minicikti, fakat burada kendimi boş bir mücevher kutusunun içinde sağa sola yuvarlanan bir bezelye gibi hissediyordum.