Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Alpay Şirin

Sabitlenmiş gönderi
Hep ebedi sandığın gölgeler; Bir güneş vursun, hemen kalmaz söner!
Sayfa 199 - Kapra Yayıncılık, 2.CiltKitabı okudu
Reklam
Kederli bir el hareketiyle: -Ben çok hastayım. Çok hastayım. Ne derece hasta olduğumu şu ana kadar ben de bilmiyordum. Bir şeyler eksildi benim içimden. Hayattan hiçbir vakit korkmadım, ama hayata doyacağım da aklımdan geçmezdi. Hayat beni öylesine doldurdu ki, içimde hiçbir arzuya yer kalmadı.
Sayfa 596 - Kitap ZamanıKitabı okudu
Martin zalimce sordu: -Neden daha önce bu cesareti göstermedin? İçim olmadığı zamanlar? Açlıktan kıvrandığım zamanlar? Şimdikinden hiçbir farkım olmadığı, bir sanatkar, bir erkek olarak şimdikinden farksız, aynı Martin Eden olduğum zamanlar? Günlerden beri hep bu soruyu sorup duruyorum kendi kendime, yalnız seninle ilgili olarak değil, herkesle ilgili olarak. Böyle birdenbire bana açıkça değer verilişi gerçi beni devamlı olarak bunu kabule zorluyor, ama görüyorsun ki, hiç değişmedim ben. Kemiklerimin üstünde yine aynı et var, ellerimde, ayaklarımda yine onar parmağım var. Aynıyım. Ne yeni bir kuvvet, ne de yeni bir fazilet kazandım. Beynim, yine o eski beyin. Edebiyat ve felsefede yeni hiçbir adım atmış değilim. Bireysel değer bakımından, beni kimsenin istemediği zamanlar ne idiysen, yine oyum. Kafamı kurcalayan şimdi beni neden istedikleri. Hiç şüphe yok ki beni, ben olduğum için istemiyorlar, zira ben, o istemedikleri eski benim hala. Şu halde beni başka bir şey için istiyorlar, benim dışımda olan, ben olmayan bir şey için istiyorlar! Bunun ne olduğunu söyleyeyim mi sana? Kazandığım şöhret için istiyorlar beni. Ben bu şöhret değilim. Başkalarının kafasında olan bir şey bu şöhret. Sonra, kazandığım, kazanmakta olduğum para için istiyorlar beni. Ama ben bu para değilim. Bu para bankalarda, falancanın, filancanın cebinde bulunuyor. Şimdi sen de beni bunun için mi, bu şöhret, bu para için mi istiyorsun?
Sayfa 590 - Kitap ZamanıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Para oluk gibi akıyor, şöhreti arttıkça artıyordu. Martin edebiyat dünyasında bir kuyruklu yıldız gibi parlak izler bırakıyordu. Ama uyandırdığı heyecan Martin'i ilgilendirmekten çok, eğlendiriyordu. Onu şaşırtan şey, eğer bilinse bütün dünyayı hayrete düşürecek ufacık bir şey vardı. Ama dünya, onun özünde bu kadar büyüttüğü o ufak şeyden çok, onun hayretine şaşardı, eğer bilinseydi. Yargıç Blount, onu akşam yemeğine davet etmişti; işte o küçük veya yakında önemli bir hal alacak küçük şeyin başlangıcı buydu. Yargıç Blount'a hakaret etmiş, ona iğrenir gibi davranmıştı, oysa o, şimdi sokakta rastladığı Martin'i yemeğe çağırmıştı. Martin kendi kendine Yatgıç Blount'a Morse'ların evinde sayısız kereler rastlayıp da yemeğe çağrılmadığını düşündü. O zamanlar neden çağırmamıştı beni yemeğe? diye sordu kendi kendine. Değişmemişti ki Martin. Aynı Martin Eden'di. Fark nereden ileri geliyordu? Yazdıklarının kitaplar halinde çıkması mıydı bu değişikliği yaratan? Bunların çoktan işi bitmişti. O zamandan beri yeni bir şey yazmamıştı ki. Hepsi de, Yargıç Blount'un genel fikrini paylaşarak, onun Spencer'ine, onun aklına dudak büktüğü zamanda ulaşılmış başarılardı. Şu halde Yargıç Blount'un bu daveti gerçek bir değerden ötürü değildi, tamamıyla yalancı bir değere göre yapılmış bir davetti.
Sayfa 558 - Kitap ZamanıKitabı okudu
Dünyada en çok değer verdiği, hayatını adamayı düşündüğü aşkının terk etmesi, toplumun bütün kalleşliğiyle tavır takınması Martin'i iyiden iyiye içine döndürmüştü. Hayat büsbütün acımasızdı ve ezebildikleri arasında yalnızlar başta geliyordu. Yalnızların üzerine birdenbire çullanıyor, umulmadık noktalardan saldırıya geçiyor ve paçavraya döndürüyordu. Martin de yapayalnızdı. Bir noktada bu yalnızlığı kendisi seçmişti. Mutlu da değildi Martin. Mutluluk denilen şeyin ne olduğunu bu zamana değin anlayamamıştı.
Sayfa 535 - Kitap ZamanıKitabı okudu
Reklam
Ayrılıklar insan ruhunda bıraktığı acıyla anılır. Bu acı ruhların şekillenmesinden hayat görüşünün değişmesine; hatta insanın kendisini yenilemesine neden olur. Aşk ayrılığı ise ölümden daha şiddetlidir. İnsanı sersemletip hayattan soğutması bir yana tam bunalımların ortasında bırakır. İnsan bu durumda yapayalnızdır, kimsesizdir, elleri üşümüş, ayakları donmuştur; bedeni, aklı, beyni esrarkeşlere özgü alemlere dalmıştır.
Sayfa 523 - Kitap ZamanıKitabı okudu
Hayat umulmadık andaki değişimleriyle var ya da yok eder insanı. Öylesine sürprizlerle doludur ki sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine kimine.
Sayfa 499 - Kitap ZamanıKitabı okudu
Martin: -Şöhret için değil, aşk için, diye güldü. Senin dünyanda aşka yer olmadığı anlaşılıyor; benimkindeyse güzellik, aşkın hizmetçisidir. Brissenden ona hem acıyarak, hem de hayran hayran baktı. -Çok gençsin sen, Martin yavrum, çok gençsin. Yükseklere kanat açacaksın, ama senin kanatların en ince tülden yapılmış ve en güzel renklerle bezenmiş.
Sayfa 432 - Kitap ZamanıKitabı okudu
Alpay Şirin tekrar paylaştı.
Seven bir kalp bilir: Ne istediğini, neler olabileceğini önceden kestirir.
Sayfa 316 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 15. basımKitabı okudu
Sen yaptığın şeyde ulaştığın başarıda değil, o şeyi yapmakta buluyorsun zevki. Bana anlatamazsın. Biliyorum ben. Sen de biliyorsun bunu. Güzellik seni incitiyor. Bu senin içinde ebedi bir acı, iyileşmeyen bir yara, ateşten bir bıçak. Ne diye dergilerle kendi kendini aldatacakmışsın. Bırak, hedefin güzellik olsun. Ne diye altın sikke haline getiresin güzelliği? Zaten yapamazsın ya bunu; benim telâşım da boşuna işte.
Sayfa 431 - Kitap ZamanıKitabı okudu
Reklam
%20 (52/248)
Mısır Mitolojisi
Mısır MitolojisiW. Max Müller
6.6/10 · 105 okunma
465 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
Aeneis
AeneisVergilius
8.5/10 · 430 okunma
Hepsinin canı cehenneme! cevabını verdi. Güzelliği yalnız güzellik için sev
Sayfa 431 - Kitap ZamanıKitabı okudu
Bunca sıkıntının, durmak bilmeyen çalışma ve çabanın sonucu değiştirdiğini görmek Martin'i mutlu etmişti. Zira şans Martin'in kapısını en sonunda çalmış, doğduğundan bu yana kayıp olan güneşi yükselişe geçmişti. Martin içinden hasat mevsiminin geldiğini düşünüyor, bunu da gözleriyle yansıtıyordu.
Sayfa 349 - Kitap ZamanıKitabı okudu
1.157 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.