… yetişmekte olan insanın ilk güçlü duygusu, tek bir kişiye karşı ruhunda beliren sevgi değil, herkese karşı duyduğu öfkedir.Kişinin kimse tarafından anlaşılmadığı hissi ve kendisinin de çevresindeki insanları anlayamaması , ilk aşkının beraberinde getirdiği duygular değil,ilk aşkının tek nedenidir ve bu da bir rastlantı değildir.Bu ilk aşk bir kaçıştır…Bu kaçışta iki kişinin birlikteliği de, aslında yalnızlığın ikiye katlanmasından başka bir şey değildir.
Güz doğanın merhamet zamanıdır.Sana ölmekte olanlar için işleri düzene sokma şansı verir.Ve böylece,işleri düzene soktuğunuz zaman yapmanız gereken ama yapmamış olduğunuz her şeyi tasnif edersiniz.Hatırlama zamanıdır bu… Pişmanlık duyma ve yapmamış olduğunuz bazı şeyleri yapma zamanıdır.Söylememiş olduğunuz şeyleri söylemiş olma zamanı…
“ Yalnızca Ti-bi, yani arı, kullanabileceğinden daha fazlasını depolar…Bu yüzden ayı tarafından soyulur.Rakun ve Çerokiler tarafından da… Paylarından fazlasını depolayan ve kendilerini besleyen insanlar için de bu böyledir.Ellerindekini kaptırırlar.Bir bayrağın onlara bunu yapma hakkını verdiğini söylerler…Erkekler, sözler ve bıçaklar yüzünden ölürler ama Gidişat’ın kurallarını değiştiremezler.
Böyle gelmiş böyle gidiyor, hiçbir şey değişmiyor.
Nedense hiçkimse kendi eksiklerini görmüyor.
Önemli olan hep başkalarının hataları,
İnsan isteyince , hata bulmak en kolayı.
Hor görülende, aşağılananda hor görülecek,aşağılanacak bir şey yoktur.Çünkü yaratıcının güzel ruhundan yayılan görünmez ışık iplikleri onlardan da geçer… ve o zaman da küçük görülen , yüce bir anlam kazanmış olur.
Yetişkinlerin bu kadar çabuk , bu kadar çok ve akla gelebilecek bir sürü ufak tefek şeyden dolayı kavga başlatabilmeleri çok tuhaf.Şimdiye kadar bu tür hırgürlerin sadece çocuklara özgü olduğunu ve büyüdükçe bu durumun ortadan kalkacağını düşünürdüm hep. Tabi bazen gerçek bir kavga için mantıklı bir gerekçe de olabilir ama bu söz düelloları, hırgürden başka bir şey değil.Ve onlar da günlük yaşamımızın bir parçası ki ben de bunlara alışmak zorundayım.