özduyum

Akrep gibisin kardeşim, Korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, Serçenin telâşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, Midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun kardeşim, Bir değil, beş değil, Yüz milyonlarlasın maalesef, Koyun gibisin kardeşim, Gocuklu celep kaldırınca sopasını, Sürüye katılıverirsin hemen. Ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlûkusun yani, Hani şu derya içinde olup, Deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm, Senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, al kan içindeysek eğer, Ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak, Kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama, Kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Reklam
"Şu da var Bütün acılara karşın Hayat İçimize bir nota bırakır ya En bitik günümüzde Direnme notasını Bir zarfa mı koyar Bir deniz çırpıntısıyla mı Savurur Yüzümüze Neşe üşüşür hayatımıza Birden Güç aşılar İyi güçtür Başeğdirmeyen Umut Altın kafesinden Çıkıverir Dolaşır tepemizde."
Leyla Erbil
Leyla Erbil
“İnanma ve tövbe gereksinimi aslında yoğun bir suçluluğa eğilim isteminden kaynaklanmaktadır. Aslında çok vicdanlıymış gibi görünenler gerçekte büyük bir günaha eğilim duyarlar ve bu eğilimlerini fark ettiklerinden dolayı çok fazla vicdandan bahseder, ibadet ederler.” -Didik Didik Freud, “Freud’un Yapıtlarında Din Kavramı” bölümünden.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Hepimiz çukurdayız ama bazılarımız yıldızlara bakar.”
“Bir şeye dayanmak düşmenin en rahat ve en eski yoludur.”
Reklam
Reklam