Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özge Torun Tatar

Özge Torun Tatar
@OzgeT
'Bırakın kitaplar sizi esir alsın.'
288 syf.
10/10 puan verdi
·
47 günde okudu
İlber Ortaylı ‘entelektüel kimdir’ sorusunu cevaplayıp nasıl entelektüel olunuru öğreten, gösteren bir kitap yazmış aslında. Edebiyattan müziğe tiyatrodan seyahatlere, yaşama katılabilecek, sizi entelektüel olma konusunda besleyecek ne varsa tüm deneyimlerini, fikirlerini samimiyetle paylaşmış. Gezi rotası, müzik listesi, film listesi gibi bu tarz bilgileri sevenler için bol tavsiyeli bir kitap olmuş. Hayatımızın hangi evresinde nelerle meşgul olursak daha faydalı olur bunları anlatmış, aslında bir nevi hayatımıza bir rota oluşturmuş diyebiliriz. Ben çok istifade ettim, siz de zaman kaybetmeden bu kitaba bir göz atabilirsiniz, hatta yaşınız çok ilerlemeden
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 202055,4bin okunma
Reklam
73 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hani çok sevdiğiniz şarkılar olur ya sürekli dinlemek istersiniz. Deneme sevenler için işte öyle bir his bırakıyor kitap. Kısacık bir kitap içindeki “şiirden, öyküden mürekkep” denemeleri de öyle. Kısacık olmalarının yanı sıra denemelerin lezzeti ve anlamı çok derin. Ben çok sevdim, ilgililerine tavsiyedir
Bahar İsyancıdır
Bahar İsyancıdırOnat Kutlar · Yapı Kredi Yayınları · 2021174 okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Bazen beni çok etkileyen kitaplarla ilgili ne yazacağımı bilemiyorum. Bu kitap da onlardan biri oldu. Tarihimizin şanlı olduğu kadar ne denli acılarla dolu olduğunu biliyoruz. Zeytindağı işte tüm bu bildiklerimizi derinden hissettiriyor. Tarihi sadece akademik bilgilerle öğrenmek zor, sadece ezber yaparak anlamak da imkansız. O günleri yaşamış insanların anılarını, hatırlarını okuduğumuzda, duygularına şahitlik ettiğimizde ‘tarihi’ ya da o günkü insanları anladığımızı düşünebiliriz belki. Belki diyorum çünkü ‘tarih’ başlı başına zor bir mesele. Anlamaktan ziyade tartışmak için yarıştığımız, birleşmemiz gerekirken ayrılığa düştüğümüz bir mesele olduğu için zor diyorum. Anlamak, anlamlandırmak için bir araya geldiğimiz zaman belki daha kolay olabilir bir şeyler. Kim bilir?
Zeytindağı
ZeytindağıFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 201110bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
174 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Ütopya: Hiçbir yer. Gerçekleşmesi imkansız tasarı veya düşünce. Thomas More, hümanizmden, rönesanstan etkilenmiş dindar aynı zamanda reform karşıtı bir yazar. Ütopya’yı 1516’lı yıllarda insan merkezli düşüncenin hakim olduğu, kilisenin artık insanların gözünde değerini kaybettiği, aydınlanmanın kıvılcımlarının başladığı bir dönemde genç yaşında kaleme alıyor. Yazdıklarını sonradan reddettiği, hatta devlet adamlığı yaptığı dönemlerde bu kitabını unutmak istediği söyleniyor. Neyse ki kitabı basılıyor ve edebiyat yazınına yeni bir tür getiriyor. Evet ütopya tarzının ilk kitabı denebilir. Kitabında döneminin çok ötesinde bir devlet hayali kuruyor More. Yaşadığı ülke olan İngiltere yönetimine bir eleştiri getiriyor. Paranın, altının, lüksün önemsiz olduğu, bir çok şeyin ortak olduğu, halkın gelecek kaygısının olmadığı dini hoşgörünün olduğu bir tarım ülkesi hayal ediyor. Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde birkaç arkadaşın devlet, adalet ve sistemler üzerine sohbetleri yer alıyor. Ütopyanın tasviri ise kitabın ikinci bölümünde, gemici bir arkadaşlarının onlara gördüğü bu ada ülkesini anlatmasıyla başlıyor.
Ütopya
ÜtopyaThomas More · Dergah Yayınları · 201720,5bin okunma
100 syf.
·
Puan vermedi
Kitap yazarın 6 bölümden oluşan radyo yayınlarından oluşuyor. Başlangıçta yazar anadilimizin edebiyatı nasıl oluşturduğunu açıklıyor. Ardından hayal gücünün gelişiminin edebiyatla ve eğitimle ilişkisinden bahsederek hayal gücünün işlevlerine değiniyor. Yine edebiyatın hayatımızdaki ve toplumdaki yeri nedir hatta edebiyat nedir gibi sorulara cevaplar veriyor. Gündelik dil, toplumsal dil ve edebi dil üzerinde durarak bunlar arasındaki farklardan bahsediyor. Bunun dışında edebiyat öğretmenin ve öğrenmenin önemi nedir, öğretirken nerelerden başlanmalı nelere dikkat edilmeli gibi konulara açıklık getiriyor. İnsan için iki şey olduğundan birisinin gerçek, etrafımızdaki dünya; diğerinin bizim zihinlerimizdeki inşa ettiğimiz dünya olduğundan bahseden yazar ikincisinin daha önemli olup gerçek dünyayı da aslında onun inşa ettiğini ifade ediyor. Yazar Kanadalı olduğu için haliyle tüm bunları kendi kültürü, edebiyatı ve değerleri çerçevesinde anlatıyor. Okurken anlattıklarını kendi edebiyatımıza uyarlayarak okursak daha verimli bir okuma olacaktır.
Hayal Gücünü Eğitmek
Hayal Gücünü EğitmekNorthrop Frye · Ketebe Yayınları · 202095 okunma
Reklam
182 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Manipülasyon- narsistik sapkınlık- isterik kişilik İkili ilişkilerde farkında olmadan çok fazla maruz kaldığımız, kişiliğimize zarar veren, hayatımızı zorlaştıran insan tiplerini ifade eden kavramlar. Yazar kitapta somut vakalar üzerinden bu kişilikleri ve bu tür insanlarla kurulmuş ilişkileri, bu ilişkilerdeki sorunları ve bu tarz insanlara maruz kalmış kişiler için de kurtulma yöntemlerini anlatıyor. Narsist manipülatörlerin ortaya çıkışında rol oynayan etkenleri tartışıyor. -Bir narsist sapkın nasıl saptanır? -Bir narsistten nasıl kurtulunur? -Kurtulduktan sonra tedavi yöntemleri nelerdir? Gibi sorulara da cevap vererek biz okurlara da yol gösteriyor diyebiliriz. Aslında özetle kitap son zamanlarda çok sık duyduğumuz kendine saygı- kendine değer verme - kendini sevme kavramalarının önemini çok net bir şekilde gösteriyor. Kendisini tanımamış sevmemiş, kendisine değer vermemiş kişiler bu tür narsist sapkınların tam olarak aradığı kurban rolündeki kişiler. Kendi benliğinin farkında olmayan bireylerin bir narsistin tuzağına düşmesi oldukça kolay, işin kötüsü bunun farkında bile olmayışı. Kendisine saygısı olmayan birisinin karşısındakinden de saygı beklemesi zor göründüğü için kişi uzunca bir süre -neredeyse kişiliği yok olana dek- bir narsistin tuzağına düştüğünü fark etmeyecek.Son olarak insanların size bakışı sizin kendinize nasıl baktı baktığınızla ilgilidir.
İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon
İkili İlişkilerde Duygusal ManipülasyonPascal Couderc · İletişim Yayıncılık · 20211,604 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
Karanlık bir kitaptı, içten içe sıkıntı veren, insanın sıkışmışlığını hissettiren. Kimine göre Kafka’nın babasını temsil eden, kimine göre hayatın ta kendisiydi Kafka’nın içinde bulunduğu durum. Ne özgür ne tutsak, arada bir yerde, bir sıkışmışlık hali, sonucun belirsizliği, hayatın belirsizliği, davanın belirsizliği, sebeplerin belirsizliği. Belirsizlik, insanı bunaltan, daraltan bir durum. Mahkûm olamamak ve aklanamamak. İkisi de yoktu seçenekler arasında. Her an bir korkuyla yaşamak, durumun bir sonuca bağlanamaması insanı rahatsız eden bir hal almaktaydı. Belki de ölüm iyi bir sondu.
Dava
DavaFranz Kafka · Can Yayınları · 202053,5bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kitap şu cümleyle başlıyor: “Hastalıklar, genellikle bedenin, hayati işlevlerinin sürekli görmezden gelinmesine gösterdiği tepkilerdir.” Ailesi tarafından istismar edilmiş çocukluklar üzerine kafa yormuş bunu kitabında normal psikolojinin ve pedagojinin dışında işlemiş yazar. Mesela ona göre terapilerde ebeveynlerin değil çocukların tarafında
Beden Asla Yalan Söylemez
Beden Asla Yalan SöylemezAlice Miller · Okuyan Us Yayınları · 20193,123 okunma
331 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Spoiler içerebilir! Kitabın konusu salgın haline gelen bir körlük ve insanların bununla verdiği mücadeleyle gelişen olaylar. Ancak kitap bu olayların dışında insana çok şey düşündürüyor. Benim için kitabın kilit noktası sadece bir kadının kör olmaması ve bunun sebebinin kadının bencilce korkulara kapılmayıp eşinin yanından ayrılmaması. Yani buradaki körlüğün bir sebebi de korku ve bencillik. Bunun yanı sıra kitap biterken insanı düşündüren başka unsurlar da giriyor devreye bunun sıradan karanlık bir körlük olmadığı, biyolojik olarak gözde herhangi bir hasar bulunmaması gibi. Burada işlenen körlük sanki insanların zihinlerinde varolan, insanların birbirine karşı olan körlüğü. Ve bu körlüğün bu şekilde devam ederse insanları düşüreceği (ya da düştüğümüz) içler acısı olaylar zinciri. İnsanların birbirlerinin acısına olan körlüğü, birbirlerinin açlığına olan körlüğü, birbirlerinin ahlakına olan körlüğü ve gitgide büyüyen ahlak körlüğü. Görmek için istemek gerekli öncelikle, sonra zihnimizi ve kalbimizi açmak gerek. Gözlerimiz, ruhlarımızın penceresidir, eğer ruhlarımız kör olursa bir gün göz kapaklarımızı açmamız görmek için yeterli olmayabilir.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,2bin okunma