“Beni hiç tanımamış olan sana..”
Kitabı ilk açtığımda etkisinde kaldığım bir cümleydi. Sayfalar ilerledikçe bu cümlenin o müthiş aşkla nasıl eşleştiğini nasıl daha da anlam kazandığını gördükçe hem daha çok etkilendim hemde değişik bir hüzüne kapıldım.
Büyük bir aşk ve büyük fedakarlıklarla dolu güzel bir aşk hikayesi anlatımı.
Kendince zarar vermemek için zarar gören kendi kendine büyük bir aşk yaşayan bu genç kadın beni gerçekten etkiledi.
Bazı bölümlerde hastalık derecesinde bir aşk olduğuna kanaat getirdiğim yerlerde olmadı değil. Fakat okumaya değer kısa ve sade anlatımı olan etkileyici bir kitap.
Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Okumaya değer güzel bir kitap. Kendini öldürmek isteyen genç bir kızın başarısız intihar deneyimi anlatıyor. Bu intihara bağlı olarak kalbinde oluşan bir rahatsızlık nedeniyle kısa süre içinde hayatını kaybedeceğini öğrenir ve kısa bir süre içinde genç Veronika yaşımına ve kendine dair yepyeni şeyler keşfetmeye başlayarak yaşama tekrar tutunma isteğiyle yüzleşir.
Kitabı çok hevesle okuduğumu söyleyemem heyecanla bir sonraki sayfaya geçtiğim noktalar olmadı değil. Fakat kitapta Veronika harici üç farklı karakterin hikayeleri daha çok dikkatimi çekti açıkcası. Veronika’da tam oturmayan noktalar olduğunu düşünüyorum. Örneğin intihar girişimdeki sebepleri biraz saçma geldi doğrusu net bir şeyler alamadım o noktalarda. Bazı bölümleri görmezden gelirsek eğer hayatın yaşamaya değer olduğunu keşfeden bir kız ve etrafında bulunan üç karakterin dönüşümleri gayet etkileyici ve güzel.
“Elimden geleni yaparım, gerçi elimde yalnızca şimdiki zaman var ama... hem de epeyce kısa.”
“Kimsede daha fazlası yok, şimdiki zaman ise her zaman kısadır.”