Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özgür Vural

Yakamoz& Papatya -10
"Papatya: Bir gün gidersem buralardan, ne yaparsın? Yakamoz, böyle hiç haber vermeden, apansız... Sensizliğe sığınırım, papatya. Papatya:nasıl yani? Bir gün olur da kaybedersem seni, bu şehir bir garip Yakamoz'un yıkıldığı yer olur papatyam; kilitlerle dolu kalbimi, tek bir anahtarla açan sen gidersen, yokluğunda bu kalbi bir daha kimse açamaz. Öylesine yer etti ki şu yaralı gönlümde bir tebessüm edişin, bana tüm acılarımı unutturuverir. Hiçbir şey eskisi gibi gelmez gözüme gayrı. Gökyüzüne bakınca seni hatırlamam, mesela, yada bir çiçek görünce acaba bu da hangi aşığın tesellisi olacak diye düşünmem asla. Sabahlarım bir tuhaflaşır, artık uyanmak istemem rüyalardan. Bilirim seni bir daha göremeyeceğimi, suratsız bir adam olurum mesela, eski yakamoz mumla aranır etrafta tüm gün, çatık kaş, duygusuz bir suratla gezer dururum dört bir yanda. Yanlış anlama sakın, bu sinirim sana değil. Benim tüm öfkem kendimedir, papatya; kendime en çok kendime kızarım. Ben nasıl yaşamışım böyle duygusuz, mantık harici hiçbir şey bilmeyen, kalpsiz bir adam olarak. Nasıl bilememişim seni gördüğüm günlerin nimetini, nasıl görememişim o sıradan gelen günlerin saçtığı muhteşemliği. Kalemim tutmaz olur, değil şiir, tek bir kelime yazamaz bu vurgun. İlhamını kaybeden şair, kanadını kaybeden kuş, suyunu kaybeden balık misali savrulurum burada sensizliğin başkentinde. Ateş sadece kalbimde kalmaz, tüm vücudumu yakar sensizlik. Öyle yakar ki küllerim saçılır seni gördüğüm her bir sokağa... Yağmurlar artık sevimsiz bir ıslaklık olur benim için. Artık görmem seni binlerce damlalar arasında..."
Özgür Vural
Özgür Vural
kendini arayan herkese...
Reklam
Yakamoz& Papatya -9
Papatya Yakamoz'un yazdıklarından çok etkilenmişti. Bu nasıl sevmek böyle, Yarabbi, diyordu kendi kendine. Normal bir insan hiç böylesine bir yorumlama yapabilir miydi? Hoş, Yakamoz'a bunları yazdıran yegane güç, yegane ilham kendisinin de belirttiği üzere Aşktı. Zaten öyle değil midir, şiirden en çok nefret edenlerimiz bir kere
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
%14 (21/144)
Aşk Bazen…
Aşk Bazen…Necmettin Şahinler
8.6/10 · 27 okunma
Yakamoz& Papatya-8
--- Papatya, hemen Yakamoz'a bir mektup yazarak ona bu rüyayı anlatmak istedi. Elbette ki sevdiği bir rüya tabircisi değil, fakat onun bu rüya hakkındaki görüşlerini çok merak ediyordu. Bir çırpıda mektup yazan Papatya, büyük bir heyecanla Yakamoz'dan cevap bekliyordu. 2 hafta sonra Yakamoz'dan cevap gelmişti. Yakamoz aynen şöyle
Reklam
Yakamoz& Papatya -7
Papatya kendine inanamadı. Nasıl olur da böyle bir mektubu alelade bir çekmecenin arasına koymuştu? Çok hüzünlü bir şekilde gözleri dolunca aklına, Yakamoz'un ona söylediği sözler geldi. "Papatya, ay yüzlü çiçeğim, lütfen artık gözyaşı dökme. Ben senin yerinede ağlarım, yeterki sen mutlu ol. Çünkü tebessümün bana can veriyor. Lütfen
Yakamoz&Papatya-6
"Bir türlü uyuyamayan Papatya, kafasını biraz olsun dağıtmak için odasını düzenlemeye karar verir. Çekmeceyi sert bir hamleyle açmasının ardından bir düzine kağıt, kar taneleri gibi yerlere savrulur. Hepsini bir çırpıda toplayan Papatya, son eline aldığı kağıtta Yakamoz'un yazdığı mektubun yırtık bir kısmını bulur. Kalan kağıt, Yakamoz
Papatya yakamoz-5
Günler, haftalar, aylar geçiyor, zaman su misali akıp gidiyordu. Yakamoz, kalbindeki sızıyı bir türlü dindiremiyordu. Kendinden kaçıyor, çevresinden kaçıyor, kendini kaybettiği bu şehirde Papatyasını arıyordu. Bir türlü bastıramıyordu içindeki yarayı. Hoş, bu yaranın tek ilacı da zaten papatyaydı, gerisi onu unutması için birer uyuşturucuydu. Çok değişmişti Yakamoz. Sevda onu çok değiştirmişti. Eski sert, ketum Yakamoz yerini yumuşak ve duygusal bir adama bırakmıştı. Eskiden çiçekleri ezer geçerdi, şimdi basmamak için tek tek yürür hale gelmişti. Eskiden gözyaşı bilmezdi, şimdi ise kurumazdı gözlerinin nemi... İnsan sevince güzelleşir diye boşuna dememişler, bunu çok iyi anladı Yakamoz. Çoğu zaman gökyüzüne bakıyor: 'Ne zaman geleceksin masum meleğim?' diye ağlıyordu Öyle bir sevmişti ki, bu bağlılık ya onu papatyaya kavuşturacak ya da yalnız başına ölecekti. Geceler daha anlamlı gelmeye başlamıştı Yakamoz'a. Artık her şeyde bir mana görüyordu, nereye baksa, ne dinlese, her şey Papatyayı anımsatıyordu. 'Ah,' dedi Yakamoz, 'dertli Yakamoz, bu kadar sevgiyi kaldırır mı hiç Yüreğin? bu kadar hasreti kaldırır mı Gökyüzü en iyisi hiç düşünmemekti, mümkünse tabii...
200 syf.
·
Puan vermedi
·
27 günde okudu
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos
9/10 · 230,2bin okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
27 günde okudu
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski
8/10 · 62bin okunma
Reklam
Papatya&Yakamoz -4
Birbirlerini uzun süre göremeyen Papatya ve Yakamoz yüzlerini göğe kaldırır ve sanki karşılıklı konuşuyormuş gibi nağmeler dökerler... Yakamoz: Selam olsun bu Dünya'nın en güzel çiçeğine. Papatya: Selam olsun gülücükleri nefesim olan güzel gözlüme. Yakamoz: Selam olsun duygularımın tek sahibine. Papatya: Selam olsun özlemlerimin tek
Yakamoz& Papatya -3
Görüyor musun, papatya nasıl da yağmur yağıyor? Hiç görmez miyim, gözümdeki yağmurlar gibi buda. Nasıl? Önce hava bozuyor biraz, bu seni göremediğim zamanlar hissettiklerim. Sonra fırtına çıkmaya başlıyor, soğuk iyiden iyiye hissettiriyor kendini, özlemim burada derinleşiyor. Sonra bulutlar vuruyor birbirlerine, elektrik dalgaları sarıyor etrafı. Gözlerin aklıma gelince hissettiklerim. Sonra başlıyor yağmur, birbiri ardına damlalar, hepsinin ayrı hikayesi, ayrı şarkısı var. İşte o damlalar arasından bir tanesi geliyor ve benim göz kapaklarıma düşüveriyor, kapatıveriyorum hemen gözlerimi, senden başka hiçbir şey görmüyorum, öyle bir geliyorsun ki, toprağa düşsen bereket, suya düşsen nefes oluyorsun, ama sen beni seçip benim üzerime düşüyorsun, hem bereket hem nefes oluyorsun, artık sensiz yapamaz hale geliyorum...
Özgür Vural
Özgür Vural
Yakamoz&Papatya-2
Papatya: Beni affedebilecek misin, Yakamoz? Yakamoz: Niçin öyle dedin, Papatya? Sen affedilecek ne yapmış olabilirsin ki? Papatya: Sana çok acılar çektirdim, sevdiğimden ötürü. Yakamoz: Ah, Papatya, ah! İyi yürekli meleğim, ben seni çektiğim acılarda buldum. Papatya: Nasıl yani? Yakamoz: Düşünsene, sevdiğim hiç özlemeseydim, seni yazar mıydım şiir? Düşer miydi göz yaşlarım fotoğraflarının üstüne birer birer? Yanar mıydı yüreğim güzel gözlerini düşleyince? Dualarımın baş tacı olur muydun mesela? Hiç çekmeseydim acı, gelir miydin rüyalarıma? Önce kendimi sonra seni bulabilir miydim? Duyduğum her şarkıda... Yakamoz: Ağlıyor musun, Papatya? Papatya: Gözüm doldu, Yakamoz. Sen de iyi bilirsin, aşıkların tebessümüdür gözyaşları. Onlar asıl susunca ağlar...
Özgür Vural
Özgür Vural
Ve sen papatya sen bu kadar sevildiğini bilseydin ne yapardın, adına dökülen şiirler hatrına sever miydın beni?...
YAKAMOZ& PAPATYA
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti. Kendine başta inanmadı, kendine inanamadı. Nasıl olur da bir insan sürekli onunla gelebilir, düşüncelerinin tek hakimi olabilir? Bazen tebessüm, bazen gözyaşı sebebi olabilirdi. Sığdıramadı hiçbir yerine kendini, kaçtı durdu hislerinden, bastırmaya çalıştı onları. Sonra içine sığmayan duygular onu ele geçirdi. Uyusa rüyasında, uyansa fikrinde oydu. Şıktı, sadeydi. Sevdiği güldüğünde, kirpikleri parlar, gamzeleri şarkı söylerdi. Ah, bide gözleri vardı, o masumiyetin temsili gözleri. Ne giyse yakışırdı, beyaz sarı, tıpkı papatya gibiydi. Pek rahat sevmez, girdiği yere neşe verirdi. Bir kere yüzü düşse, Yakamoz un içini yakardı. Çoktan kül olmuş o papatyasız kalbi, bir kere gelse, baharı da getirecekti, ama o hiç gelmedi.
Özgür Vural
Özgür Vural
184 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.