Özkan ŞAHİN

Ahmet Bey kaleme girince arkadaşlarına şöyle bir baktı. Güldü. Boyun kırdı. Başını salladı. - Nasıl, gördünüz mü? dedi. Yirmi dört saat evvel Allah'tan çok Abdülhamit'ten korkan katiplerin henüz benizlerine kan gelmemişti. Hepsi, yeni geçmiş bir fırtınanın kapalı yerlere savurduğu sonbahar yaprakları gibi solgundu. İçlerinde korkunç bir "şüphe", sökülmez bir hıçkırık ıstırabıyla boğazlarına tıkanıyor, dalgın dalgın birbirlerine bakışıyorlardı. Ahmet Bey koltuğuna oturdu. Parlak beyaz kolluklarını yenlerinden fırlatan özel bir hareketten sonra fesini çıkardı. Masanın üstüne koydu. Bir çelik yay gibi kuruldu.
Reklam
-Muhsin Yazıcıoğlu vefatından önce 33 askerimizin öldürülmesi olayıyla ilgili hangi çalışmaları ve görüşmeleri yaptı? Bu olayı araştırarak nasıl bir yere varmak istiyordu? -Dağlıca Baskını'nı ilk haber alan ve Cumhurbaşkanı'na telefon ederek haber veren Yazıcıoğlu, bu baskından sonra askerlerle hangi konuları tartıştı? -Dağlıca Baskını'nın bilinmeyenleri ve istihbarat raporları... -Devlet Denetleme Kurulu raporunda ortaya çıkan skandallar ve şüpheler...