Yine bir Livaneli klasiği. Yormayan bir betimlemesiyle, tek solukta okuduğum, merak ettiğim ve sonunun yine buruk bir hüzün ve ağlamayla bitirdiğim bir kitaptı.. Doğu ve Batı'nın sentezini, yozlaşan kültürü, başkaldırışın uaşa özgü olmadığını, farklı kuşaktan örneklerle gözler önüne sermiş. Leyla karakterine verdiği güç, aslında bütün yozlaşmalara ve Batililasmalara karşı sallanan ama yikilmayip tek başına ayakta durduğunu gözler önüne seren bir örnek olmuş. Ama hem Atatürkçü hem Osmanlı'nın varlığını unutturmaya tuhaf bir sermoni kitabı olmuş. Buna da Livaneli farkı diyorum. Sade diliyle de Sabahattin Ali yolundan gelip daha günümüze uyarlanmış bir dil kullanmış. Canım Livaneli