Çok meşhur bir söz vardır, biraz ağırdır ama zaman zaman katıldığım olmuştur bu söze:
"Okumak cehaleti alır, eşeklik baki kalır." diye bir sözdür.
Bu uygulama bana şunu öğretti:
Okumak her zaman cehaleti de almaz maalesef. Kimileri için bir yaşam tarzına dönüşmüştür çünkü.
Okunan kitaplardaki konuları yazarın bakış acısıyla görürüz. Kimileri o bakışı yakalar kimileri o bakış açısını kendinin miş gibi sahiplenir. Kitap okumak bazen faydalı bazen de zehirlidir.
Nedense bana en mantıklı gelen açıklama şudur; cahillik ya da cahilmiş gibi yapmak birçok kişinin işine gelir çünkü aksi takdirde farkındalık sahibi olmak, bir vizyon ve misyon yüklenmeyi gerektirir. E tabi bu da kolay bir iş değildir. İyisi mi cahil olalım da başımıza iş almayalım derler. Olay kapanır.
Sahabilerin büyüklerinden Abdullah bin Mesud radıyallahu anh bütün zamanlar için muteber bir ölçü olarak incelenecek şu sözü söylemiştir:
"Ömrümden sadece on günün kaldığını ve onuncu gününde öleceğimi bilmiş olsam; o on gün içinde nihahlanma imkanım varsa, fitne endişesinden dolayı nikahlanırdım."
Önceki birkaç alıntıma bakarsanız İslam'da evliliğin konulduğu yerin önemini anlayabilirsiniz. Sahabi'de burada bu öneme dikkat çekmek istemiş sanırım.