Eylül

Eylül
@Papalagi
"Dağılıp gidiyor sonsuzlukta; yitip gidiyor benzerlerin."
Yüksek lisans
5 Haziran
14 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
Mahpusa gelince... ne vurulan damgalar ne takılan prangalar ona bir insan olduğunu unutturamaz. Tanrım! İnsanca davranış, senin kulun olmaktan çoktan çıkmış birini bile tekrar insanlaştırabilir... Kurtuluşları da mutlulukları da sadece bundadır.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
"Bir ağaç ölüp yere devrildiğinde bile her şey bitmiş demek değildir. Çözücüler, yavaş yavaş ağacı parçalama işlevlerine başlarlar. Yıllar geçtikçe ağaç eriyerek toprağa karışır ve böylece başka ağaçların yaşaması için topraktan aldıklarını geri verir."... En azından, sonunda verecek bir şeyimiz olacak! O olağanüstü güzel, sürekli döngüye.
Sayfa 87 - İnkılapKitabı okudu
Kötü insanlar ışıktan nefret ederler, çünkü ışık onları onlara gösterir. Onlar iyilikten nefret ederler, çünkü iyilik onların kötülüklerini ortaya çıkarır; onlar sevgiden nefret ederler, çünkü sevgi onların tembelliklerini ortaya çıkarır. Onlar... öz farkındalığın vereceği acıdan kaçınmak için ışığı, iyiliği, sevgiyi yok ederler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bazen mucize diye bir şeyin olduğuna inanmayan zihnin kendisi bir mucizedir.
Sayfa 259Kitabı okudu
Yaşamaya fazlasıyla tutku duymaktan, Umuttan ve korkudan azade olmuş, Kısacık bir minnettarlık hissiyle şükran duyarız. Hangi tanrıya olursa olsun. Hiçbir yaşam ilelebet sürmediği için, Ölüler bir daha asla dirilmediği için, En yorgun nehirler bile, Denizin güvenli sinesine kavuşacağı için.
Reklam
... böcekler, karıncalar, otların arasında hışırdayan karayılan, her biri kendisi için bir emek harcamıyor, hep birlikte ortak bir iş yapıyor gibidirler.
Sayfa 218
Biteli binlerce yıl olmuş acıların sahipleriyle dolu değil midir mezarlıklar? Bir gün bizim acılarımız da bitecek ve üzerinden yıllar hatta asırlar geçmeye başladıkça onların etkisiz varlıkları bize katiyen acı veremeyecektir.
Hakiki teselli, Rabbimizin "Merak etme ben seninle beraberim, seni yalnız bırakmam, dağılıp gitmene müsaade etmem" sözünü kalbimizde hissetmektir.
Sayfa 232Kitabı okudu
Sen, beden deneyimi yaşamak için burada olan sonsuz varlık, ilahi özün olan kutsal ruhla bütünleş ve ona üflenen o kutsal nefesi, ateşinle tekrar harla, şu dünyada nezaketle özenle yürürken sen... Şu zaman diliminde, boyutta, evrende varlığını sürdürdüğün her gün, dünyamız senden taşan başka bir güzellikle bezensin.
Gemi denizde bir bulut ve ben gideceğim yeri unuttum, ne pruva kaldı aklımda ne de ay, bilmem ki ne yana gidiyor dalgalar ya da nereye taşıyor bu gemi beni. Günde yeri yok toprağın, ne denizin.
Reklam
İnsana insan olduğu için değer verilmez; Mevkisi, zenginliği, gösterişi gibi, özünde olmayan Kendinden çok tesadüflerden gelen değerlere bakılır.
Ey zaman, sen düzeltmelisin bu karışıklığı ben değil. Bu, benim çözemeyeceğim kadar güç bir düğüm.
Rama ve sürgündeki arkadaşları sayısız ormandan geçmek ..., toprak üstünde uyumak zorunda oldukları halde kendilerini sürgünde saymıyorlardı. Zira kalpleri ağaçlar, tepeler ve ırmaklarla birlikte çarpıyordu.
Sayfa 45 - KaknüsKitabı okudu
Var olan her şey hayattan çıktığı için, hayatla birlikte titreşir.
Tebessümün, gece yarısı sisinde parlayan yıldız misali... Kımıltısız dinginlikte parlıyor.
Reklam
Ağaç der ki: Gücüm güvenden gelir... Tohumumun sırrını yaşarım sonuna dek, başka tasam yoktur benim. Tanrı'nın içimde olmasına güvenirim. Uğraşımın kutsallığına güvenirim. Ben, bu güvenle yaşarım... Ağaçları dinlemeyi öğrenen, ağaç olmayı arzulamaz artık. Kendisi dışında bir şey olmayı arzulamaz. Yurt budur. Mutluluk budur.
Susmayı bunun için severim bir çığlık gibi... Donup kalır sesim kendi göğünde. Onu ne anlayan, ne de duyan bulunur.
"Yapmam lazımın yerine "yapmak istiyorum"u koyabildiğimizde, yapmam lazımın insana yaşattığı" kendine karşı işlenmiş varoluşsal suç"un gerilimi söner, "yapmak" yerini "olmaya" bırakır. Ancak, günümüz dünyasında pek çok insan, üst sistemlerin şartlandırmaları ve beklentileri sonucu, yaparak varolabileceği yanılgısını yaşamakta. Olabildiğimiz zaman zaten yapabileceğimizi bilmenin hafifliğini yaşayamadan, tanıyamadan..."