Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eren ESDAL

Eren ESDAL
@Pared
Edebiyat Öğretmeni,Paramedik
Lisans
Tekirdağ-İstanbul
7 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
“Onca sevgiye rağmen kalbi filizlenmemişse,toprağı sen değilsindir.”
Reklam
Suç ve Ceza'da geçer; "Sonra öğrendim bunun asla olmayacağını, insanların değişmeyeceğini ve onları kimsenin değiştiremeyeceğini ve bunun çabalamaya değmediğini!"
Bir erkeğin evlilik korkusu,bir bayanın korkusunda daha üstün seviyelerdedir.Ki evlenmekten korkmayanın aklı yoktur.Ve evlenmek ne akıl işidir,ne de akılsızlık.Evlenmek sadece bir kazadır,herkesin başına gelebilir.Sakınmak lazım lakin ne kadar sakınsan da,sakınanın gözüne çöp batar.Aslında evlenmek zar atmaktan daha çok yazı tura atmaya benzer.Keza burada sadece iki seçenek vardır.Yazı gelirse; kadın kazanır,tura gelirse; erkek kaybeder.Ama yenilmekte bir bilimdir onuda öğrenmek lazım.Bir erkeğin bu noktadaki tek tesellisi iyi bir hatuna yenilme faslıdır,iyi bir hatuna yenilirsen şerefli bir yenilginin mutluluğuna erer çok mutlu olursanız Nirvana'ya bile ulaşabilirsiniz .... :)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan insana ev olmalı,çıkmaz sokak değil…
Aslında burada twitterin rakibi olabilirdi ama biz naptık adını telafuz edemediğimiz o zımbırtıyı indirdik 😂
Reklam
"Çok uzun bir süre kendi kendime hep içimden konuştuğum için iyi biliyorum. İnsanın söyleyemediği şeyler hep, içinde büyüyor."
Ali Cabbar halimizi görse o bize üzülür o derece yani….
Durduk yere kendimi çok hüzünlü ve kırgın hissediyorum,kim bilir hangi birikmiş olayların ruhuma yansıması…
Zaman, hiç bir şeyi düzeltmez sadece üzerini örter. Sakladığın acıların bir gün mutlaka ortaya çıkar. Herkes zamanı geri alabilmek ister. Kimi eski güzel günleri tekrar yaşayabilmek için, Kimi, yaptığı yanlışları düzeltebilmek için. Kimi ise sadece yaşadığını hissedebilmek için ister bunu.Gelecekten korkanlarsa zamanı durdurmak ister. Her şey o kadar iyidir ki;Bunun bozulmaması için çaba gösterirler.Ama kimse şu anın değerini bilenler kadar mutlu değildir. Geçmiş de gelecek de , onlardır. Bazılarıysa zamanın ta kendisi gibidir Ve her insan zamanın dünya üzerinde bıraktığı birer yara izidir…
Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğuluyor. Penceren sokağa bakmıyor. Bütün sevgi sözleri kalbinde cezaya dönüyor. Kirpiklerin hiçbir güzellikle halkalanmıyor. Baktığın bütün sular yeraltına çekiliyor. Sevmek korkusu ayrılıktan çok önce acı veriyor. Dünyanın bütün cenazeleri evinin önünden kalkıyor. Her gün bir arkadaşın büyüdüğünüz zamanlarda kayboluyor. Girdiğin çıktığın bütün kapıların önünde yabancı, ardında yalnızlık olup kalıyorsun. Ne, biliyor musun gönül yorgunluğu? Kendinden soğuyorsun. Sözünden soğuyorsun. Geçmişinden soğuyorsun. İnandıklarından soğuyorsun. Baktığın yüzlerden soğuyorsun. İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya, inandığın o yitik cennet değil…. ++
Reklam
Kimseyi rüyanda görecek kadar çok sevme;çünkü o zaman uyusan dahi geçmez….
Aklıma düştü gözlerin Boynumu büktüm ağladım Elveda dediğin yerin Yanına çöktüm ağladım Oturduk sanki göz göze Hayalinle ben diz dize İki çay söyledim bize
"Hiçbir şey için asla çok geç değildir ya da benim durumumda, istediğin kişi olmak için çok erken değil. Zaman sınırı yoktur, istediğin zaman başlayabilirsin. Değişebilir ya da aynı kalabilirsin. Bunun bir kuralı yoktur. En iyisini ya da en kötüsünü yapabiliriz. Umarım, sen en iyisini yaparsın. Umarım, seni şaşırtacak şeyler yaşarsın. Umarım, daha önce hiç hissetmediğin şeyler hissedersin. Umarım, değişik bakış açıları olan insanlarla tanışırsın. Umarım, gurur duyacağın bir hayatın olur. Öyle olmadığını anlarsan umarım, en baştan başlayacak gücü bulursun." "Bazı insanlar, nehir kıyısında oturmak için doğar. Bazılarına yıldırım çarpar. Bazılarında müzik kulağı vardır. Bazıları sanatçıdır. Bazıları yüzer. Bazıları düğmelerden anlar. Bazıları Shakespeare'ı bilir."
Kalbindekiler dilinin kıyısına vurmaya basladiğinda icindeki firtinalara yol bulmaya calisiyorsundur...
İnsanlar tüm hayatlarını başkalarının dediklerine göre geçiriyor, onlara bağımlı kalarak. O yüzden insanlar başkalarının görüşlerinden bu kadar çok korkuyor. Kötü olduğunu düşünürlerse, kötü oluyorsun. Seni suçlarlarsa kendini suçlamaya başlıyorsun. Eğer iyi, güzel, zeki olarak tanınmak istiyorsan, görüşlerine bağımlı olduğun insanlar için sürekli kendinden ödün vermek zorundasın. Bu, kölelik yaratır, gizli bir kölelik! Seni sen yapandan, seni sen gibi sevenlerden, yüreğinde yatanlardan, inandıklarından, hayallerinden vazgeçtiğinde yaşamaktan vazgeçiyorsun. Hayallerinden vazgeçerek yaşayamazsın. Koşulların bugün izin vermese de, insanlar söndürmeye çalışsa da, yüreğinde, zihninde yaşat, besle, sarıl hayallerine. Hiçbir şey, hiç kimse içinde olana ipotek koyamaz, müdahale edemez. Sadece sen vazgeçtiğinde hayallerin yok olur, sen de yaşayan ölüye dönüşürsün. Tıpkı sana inanmayanlar, hayallerine saygı duymayanlar gibi.....
Khaled Hosseini
Khaled Hosseini
Khaled Hosseini şöyle der: "Belki de tükenmişimdir. Bir şeyler yapacak, bir şeyler için uğraşacak çabayı kendimde bulamıyorumdur. Benim de emek vermeden güzel giden şeylere ihtiyacım vardır." der ve ekler: "Beni bana geri vermek istiyorumdur."
Reklam
Göz,sadece zihnin anlamaya hazır olduğu şeyi görür...
Olaki yürürüm bir başka aşka Ya da yürürüm mavi olmayan bir gülüşe Unutmaki tek aşk olduğum sensin Aşık olduğum değil Karanlıkla süzülüyor içime yıkım Dur diyorum yıkılıyorum Uçurumları baş ucuma koyuyorum sonra
Yılmaz Erdoğan
Yılmaz Erdoğan
Yalnızlık her kimliğe doğuştan yazılı tek uğraşıdır insanın bir yaşama sırasında tek sermayesi, sahip olduğu tek şeydir kıymetini bilmelidir, dedi.yalnızdır insan hep kalabalıklara karışma telaşı bundandır. kalabalık yalnızlıklar, yalnız kalabalıklar oluşur, şehir şehir ülke ülke.kalabalık arttıkça artmaktadır yalnızlık da…. insan bir ölümü istemez, bir de ondan beter bir yalnızlığı ama ikisi de muhakkak gelir başına bir yalnız yaşama sırasında.Ölümün değil ama yalnızlığın bir tek çaresi var, dedi.Tek çaresi aşktır bir yalnız yaşama sırasında nefes almanın aşk da zaten iki yalnızın ortak bir yalnızlıkta buluşmasıdır, dedi aşık olun! gösterin birbirinize yalnızlıklarınızı nasılsa ayrılık insanın tek kişilik yalnızlığını özlemesi.Sade ölüm değil, ayrılık da yaşamın emri,evet söyledi,ya da ben duydum duyduğuma göre elbet bir ses söyledi bu söylendikçe usulen söylenir olan sözleri. evet duydum söyledi her duyduğumda ağladım pek çok ağlayışım sırasında duydum. kalbim tutanak tuttu duyduklarıma soruldu, dedi, cevap alındı yaşamak, dedi, tek marifetiniz -biraz özen gösteriniz.zulüm kimse zalimlik yapmayınca biter -mazlumlar dahil, dedi. ama yapmayın, o daha bir çocuk, dedi tanrı..ya gördüm neyleyim insanlar vardı duvarın içinde. ya ben hep duvara konuştum ya da duvar değil konuştuğum, içinde insanlar var.nedense beni anlasın istedim içinde insan olan duvarlar.bilmiyorum,belki de ben gerçekten delirdim.onlar haklı belki de. içinde değil duvarların insanlar sadece arasındalar...
Bana Bir Şeyhler Oluyor
Bana Bir Şeyhler Oluyor
Bana Bir Şeyhler Oluyor
Bana Bir Şeyhler Oluyor
"Anlatacaklarım var! Vaaz vermek değil niyetim, duyduğumu söylemek. Söylemeye değer şeyler duyuyorum zira. Belki hayatı daha yaşanır kılmak için ya da belki sade, ama sade anlatmak için... Sen anlat dedi Tanrı bana, anlaşılsın diye değil, hiçbir mükafat istemeden anlat... Çünkü bir mükafattır artık bir anlatıcıya doğru düzgün anlaşılmak! Sen anlat dedi... Sen sade anlat! Umudu hatırlatsın diye umutsuzluğu, çareye yol açsın diye çaresizliği anlat... Ders verme dedi kimseye, çünkü hoca denmez öğrenmesini bitirene. Çırakları olan bir çıraktır usta, olsa olsa... Sen anlat dedi bana Tanrı, sen sadece anlat......
Yılmaz Erdoğan
Yılmaz Erdoğan
Zaman hiç bir şeyi düzeltmez sadece üzerini örter, sakladığın acılar bir gün mutlaka ortaya çıkar. Herkes zamanı geri alabilmek ister. Kimi eski güzel günleri tekrar yaşayabilmek için, kimi yaptığı yanlışları düzeltebilmek için, kimi ise sadece yaşadığını hissedebilmek için ister bunu.Gelecekten korkanlarsa zamanı durdurmak ister, her şey o kadar iyidir ki bunun bozulmaması için çaba gösterirler. Ama kimse şu anın değerini bilenenler kadar mutlu değildir, geçmiş de gelecek de onlarladır. Bazılarıysa zamanın ta kendisi gibidir ve her insan zamanın dünya üzerinde bıraktığı birer yara izidir...
Züleyha ikimizde bir kafesin içindeyiz farkında mısın? Seninki telden benimki gönülden bir kafes. Seni bıraksalar kafesinden sen özgürsün, Beni bıraksalar kafesimden ben ölürüm…
Reklam
Ben ölürsem sever misin yeniden birini? +Severim! -Hani gül koklamazdım benim üstüme. +Koklarım demedim ki, severim dedim. -Ne demek koklamam ama severim, kimi seversin mesela? +Ölürsen bir gün senin üstüne senin yokluğunu getirir onu severim Züleyha, Giderim seni ilk gördüğüm yeri severim, yetmezse bana ilk güldüğün anı severim. Beni beklerken durduğun yeri severim mesela. Gidersen senden geriye kalan ne varsa bende bulur onu severim…
Züleyha şimdi sen diyeceksin ki pişman mıyım? Bir anından bile pişman olmadım. İçim çekiyor mu çekmiyor eskisi gibi çayı, Çok içime çekemiyorum mesela sigarayı, İçim almasa da bu ayrılığı, yine gelse yine severim. Kurşun olsa kaçmam, ecel olsa saklanmam Ateş olsa sakınmam, yine gelse yine severim..