İki el tüfek sesi duyulduğu sırada biz de avlunun üst ta- rafındaki çınarlığın oradan geçiyorduk. O kadim ikindi vakti dedem ile Masar Dayı, kuyudan bakraç bakraç su çekerek yan taraftaki su yalağını dolduruyorlardı. Hiç acele etmiyorlardı, nasılsa hayvanların horudan1 gelmesine daha vardı. O za- manlar akşamüzeri tütün kırmadan dönenler, hayvanları da alıp gelirlerdi. Zaman sanki ikindi sonrasına takılıp kalırdı. Onlar tatlı sohbetlerine devam ederlerdi…