Seni sevmekten korkmuyorum.
Bir şiir, vasıfsız bir tümce,
Ya da bir nakarat olup dilinde,
Bilmediğim dünyalara dalmak istiyorum gözlerinde.
Ne kurşunun acısı,
Ne fırtınanın üşüten yanı,
Ne de deli yağan yağmurların puslu kaçışları.
Hepsi, hepsi ışıksız odalarda sana yazdığım bir sevda şiiri,
Bir aşk hikâyesi sanki.
Koynunda yarasalar barındıran nice sevdalardan kaçıp geldim bu günlere.
Işığın dayanılmaz titreşimlerine koşar gibi yürüdüm şu yalan hayatı.
Bileklerimdeki aşk dövmeleri,
yüreğimdeki intizarlar ve dudaklarının çatlamış ovalarında yurtsuz bir adam, kepeneğin altında titreyen bir çoban,
kucağındaki çiçeklerle aşka koşan bir ozanım ben.
Buradayım işte kendim, işte ben
Yaşıyorum bir ruhum bir de beden
Anlaşamıyorlar bazen yok sebepten
Uzaklaşamıyorum, kaçamıyorum kendimden
Eksiliyor birileri her gün zayiat
Soruyorum bitmeden, nedir ki hayat
Yeter biraz su, az ekmek olsa da bayat
Sebepsiz kusmak geliyor içimden
Güneş, ay ve yıldız dönüyor deveran
Ben ise küçücük toz zerresi, et ve kan
Yüzüm güler belki içimse soğuk, yaban
Çünkü bulamıyorum; nasıl ve neden
Belki gencim ama kocamandır yaşım
İçmiyorum lakin havadan ayyaşım
Ölsem de bitmiyor arayışım
Özüme dönsem, toprak olsam yeniden...
Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik.
Ağızlarını sevdik, hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik.
Göğüslerini sevdik…
Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık.
Kalçalarını sevdik…
Gerçekten güzel vücutluysa daha çok sevdik…
Yolda, arabada, televizyonda, internette onlara hep ‘baktık’!..
Her yerlerine
İnsan, hazırdaki mutluluğu tadabilmek uğruna, ilerideki binlerce mutluluğu ıskalamayı ve sırada bekleyen musibeti çekmeme pahasına, başına büyük belalar açmayı marifet sayar.
Kendi içinde huzurlu olan bir insanın etrafında bir gölge vardır. Nereye giderse gitsin herkes ona daha yakın, daha açık olmak ister, güvenir. İçinde kargaşa, çatışma, keder, endişe ve gerilimler olan biriyse, diğer insanları iter. Her kim ona yaklaşırsa korkar; tehlikelidir. Unutma , başkalarına ancak sahip olduğun şeyi verebilirsin. Sen kederli olduğunda ne söylersen söyle ya da ne yaparsan yap , diğer insanları mutsuz edeceksin. Sen mutluysan bir şey söylemene gerek yok, onları mutlu edersin. Sadece orda bulunman bile, onların varlığındaki mutluluğu tetikler.