Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Faruk

Sabitlenmiş gönderi
Yarın, yarından sonra bir yarın, bir yarın daha Sürüp gidiyor günden güne küçük adımlarla; Geçmiş günlerimiz ise nice sersemlere ışık tutmuş Ölüm yolunda, toz toprak olmazdan önce. Sön, cılız kandil, sön! Hayat dediğin ne ki: Yürüyen bir gölge, bir zavallı kukla bu sahnede: Bir saat boy gösterip, boyun kırıp gidecek! Bir daha da duyulmayacak artık sesi. Bir aptalın anlattığı bir masal bu: Kuru gürültüler, deli saçmalarıyla dolu.
Sayfa 101
Reklam
R ü y a n ı n y a n l ı ş a n l a ş ı l m a s ı . - Uygarlığın en başlarında insan, rüyasında i k i n c i b i r g e r ç e k dünyayı tanıdığını sanıyordu; işte tüm metafiziğin kökeni budur. Rüyalar olmasaydı dünyanın bölünmesi için bir ne den bulunamazdı. Ruh ve bedenin ayrılması da rüyanın en eski kavranışıyla bağlantılıdır, ruh görünüşlü bir beden ka bulü, yani tüm ruhlar inancının ve olasılıkla tanrı inancının da kökeni bununla bağlantılıdır. "Ölü yaşamını sürdürüyor; ç ü n k ü yaşayanlara rüyada görünüyor" : böyle çıkarım yapıldı vaktiyle, binlerce yıl boyunca.
Sayfa 5
"Sen ki kendi kendinin efendisi olmalıydın, kendi erdemlerinin de. Önce den onlar senin efendindi: Ama onlar ancak öteki aletlerinin yanında birer aletin olabilirler senin. Sen ki kendi yanalığın ve karşılığın üzerinde güç kazanmalı ve onları yerinden al- mayı ve yeniden yerine takımayı bilmeliydin duruma göre, yüksek amaçlarının gerektirdiğince. Sen ki her değer vermedeki perspektifsel olanı kavramayı öğrenmeliydin ufukla- nın ötelenmesini, bozulmasını ve görünüşteki teleolojisini ve perspektifsel olana ait her şeyi; karşıt değerler bağlamındaki bir parça aptallığı ve her yanalığa, her karşılığa değen tüm entelektüel kayıpları da. Sen ki her yana ve karşı'daki zorunlu adaletsizliği kavramayı öğrenmeliydin, yaşamın kopmaz bir parçası olan adaletsizliği, perspektifsel olanla ve kendi adaletsizliğiyle koşullanmış olarak yaşamı. Sen ki her şeyden önce gözlerinle görmeliydin, adaletsizliğin nerede her zaman en büyük olduğunu: elbette yaşamın en küçük, en dar, en yetersiz, en ilksel geliştiği ve yine de kendini şeylerin amacı ve ölçütü olarak görmekten ve kendini sürdürmek için daha yüksek, daha büyük, daha zengin olanı gizliden gizliye ve dar kafalılıkla ve aralıksız ufalamaktan ve kuşkulu bir duruma sokmaktan kendini alamadığı yerde sıradüzeni sorununu ve perspektifin ve erkin ve hu- kukun kapsamlılığının birlikte boy attıklarını gözlerinle gör meliydin. Sen ki yeter, özgür tinli biliyor artık hangi "sen ki..."ye itaat ettiğini ve şimdi neyi yapabileceğini, neyi ancak şimdi - yapmaya hakkı olduğunu...
Sayfa 16 - Önsöz

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
- Ey istem, her zorluğun dönüm noktası, sen benim zorunluğum! Esirge beni bir büyük yengi için!
Sayfa 126
Ah, kimler yenilmedi ki kendi yengilerine! Ah, kimlerin gözü kararmadı ki o esrik alacakaranlıkta! Ah, kimlerin ayağı kaymadı ki ve unutmadı ki yengisinde - ayakta durmayı! -
Sayfa 126
Reklam
Aklın sınırlarını kavramak - budur ilkin sahici felsefe...
Sayfa 81
En yaygın yalan, kişinin kendi kendine söyledi ği yalandır; başkalarına yalan söylemek görece ender bir durumdur.
Sayfa 80
Her inancın kendisi, bir kendiliksizleşme, bir kendine yabancılaşma ifadesidir...
Sayfa 79
Kanılara varmış insanlar, değerlilik ve değersizlik konusunda söz konusu bile olmazlar. Kanılar tutsaklıklardır.
Sayfa 78
Kişi aldanmaya kapılmamalı: büyük tinliler kuşkucudur.
Sayfa 78
Reklam
İnanç mutluluk verir: demek ki yalan söyler...
Sayfa 73
Can sıkıntısıyla tanrılar bile baş edemez. Ne yapsın? İnsanı icat eder - insan eğlendiricidir ... Ama gelin görün ki bu kez de insanın canı sıkılmaya başlar.
Sayfa 69
Aldanmamalı: "Yargılamayın," derler ama yollarında duran her şeyi cehenneme gönderirler. Tanrı nın yargılamasını sağlayarak kendileri yargılarlar; tanrı yı yüceltmekle kendilerini yüceltirler; tam da kendi elde edebilecekleri -dahası, ayakta kalmak için gereksedikleri- erdemleri teşvik etmekle, kendilerine erdem uğruna gü reşiyorlar, erdemin egemenliği için savaşıyorlar görünü münü verirler. "Biz iyi için yaşıyoruz, ölüyoruz, kendimi zi kurban ediyoruz" ("hakikat" için, "ışık" için, "tanrını melekıltu" için): Aslında yapbkları, yapmadan edeme yecekleridir
Sayfa 62
Yaşamın ağırlık noktası yaşamın içine değil, " öte"ye-hiçliğe-yerleştirilince, o zaman yaşamınağırlıknoktası top tan kaldırılmış demektir. Bireysel ölümsüzlük konusundaki büyük yalan, içgüdülerdeki her ussallığı, her doğallığıyı kar - içgüdülerde olumlu, yaşamı ilerletici, geleceği sağ lamlaştına ne varsa, artık güvensizlik uyandırır. Yaşama nın artık hiçbir anlamı yok, diye yaşamak, yaşamın anlamı olur artık...
Sayfa 60
11,2bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.