Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
Ceylan KARATAŞ
Ceylan KARATAŞ
@Petunyya
Ora o mai piú
-Bazen bir saat gecikirsin, bir ömür kaybedersin.
81 reader point
Joined on December 2020
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Herkese Merhabalar, bugün Jonh Steinbeck eseri olan “Fareler Ve İnsanlar” kitabının incelemesi ile geldim
*Kitap akıcı ve güzel
*Dili sade gayet açık
İki Arkadaşın saf masum sevgisini anlatan, karşılık beklemeden tertemiz arkadaşlık ilişkileri beni oldukça etkiledi.
Günümüzde pek rastlamadığımız daha doğrusu artık dostluk ilişkisi kalmadığı için bu kitabı okuduğunuzda dostluğun, arkadaşlığın ne kadar güzel bir şey olduğunu anlayacaksınız...
Kardeş olmak için aynı kana gerek yoktur, bazen öyle güzel insanlar karşınıza çıkar ki kardeşten öte olursunuz. İşte burada George ve Lennie’yi tam olarak böyle göreceksiniz...
Bir çok duyguyu bu kitabı okurken hissetmek mümkün. Özellikle kitabın sonu beni çok çok etkiledi inanılmaz duygusal ve bir o kadar masum.
Beğenerek okuduğum bu kitabı umarım sizde beğenirsiniz... Keyifli okumalar dilerim
Alıntı; “İnsanoğlu ne yapar, hiç kimse bilemez.”
“Kitaplar işe yaramaz. İnsanın can yoldaşına ihtiyacı var.”
Üzülme dedi. “bazen mecbur kalır insan...”
Puanım:10/10
@bir.kitapsevdasi
Herkese Merhabalar Bugün Türk Edebiyatındaki ilk yerli romanımız ve yazarı Şemsettin Sami olan “Taaşşuk-ı Talat Ve Fitnat” eseriyle geldim. Akıcı bir kitap, okurken hiç sıkılmadan gayet rahat bir şekilde okuyacağınız bir kitap olacak. Kitabın isminin anlamı Talat ve Fitnat’ın aşkı anlamını taşıyor...Görücü usulü evlilik, küçük yaşta evlilik gibi konuları işliyor. Birbirini seven iki kişinin hayal kırıklıkları, hüsranları insanı derinden etkiliyor. üzücü bir son ile bitmesi insanın içine işliyor, kesinlikle okunması okutulması gereken bir kitap çünkü alınan dersler büyük olabilir.
🕊Aynı zamanda Türk filmlerini anımsatan bir kitap...
🕊Aşkın bu kadar derin anlatıldığı ve okuyucuları duygudan duyguya aktaran bu kitabı okumalısınız:)
Herkese Merhabalar:) Gayet güzel bir şiir kitabıydı mükemmel akıcı Yunus Emre’nin şiirlerini gerçekten herkes okumalı içindeki derin mânânayı çözmeli.. Anlamlı ve düşündürücü şiirleri barındırıyor ben çok beğendim, şiir okumayı veya dinlemeyi sevenler için müthiş bir öneri kitap...Yunus Emre zaten inanılmaz bir değer Saygı, sevgi ve Rahmetle... Şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum...
Yunus Emre’nin kalemine sağlık.
Herkese keyifli okumalar diliyorum, sevgiyle kalın.
Reader Follow Recommendations
Herkese Merhaba Bugün öykü severler için Sait Faik Abasıyanık’ın eseri olan “Son Kuşlar” la geldim içinde bir çok hikaye barındırmaktadır, kitabı okurken bol bol denizi, doğayı , balıkları düşüneceksiniz. Kitabın dili gayet sade demek isterdim fakat öyle değil biraz ağır bir anlatımı var bazen okurken ben acaba bir şey anladım mı veyahut bu eser ne anlatmak istiyor diyebilirsiniz. Ama öykü severler için çok güzel bir kitap olabilir Kitabın en sevdiğim yanı çok güzel cümleler vardı, alıntı kısmında sizinle paylaşacağım.
Alıntı; ”Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz.”
“Niçin insanoğlu bu kadar ölmeyecek gibi doğup büyüyor.”
”Hiç içinize taş gibi, ağır bir su gibi bir sevgi oturdu mu?”
”Küçücük hürriyetler değil, alabildiğine yüz verilmiş bir çocuk hürriyeti istiyordum.”
Sait Faik Abasıyanık’ın kalemine sağlık.
Herkese keyifli okumalar diliyorum, sevgiyle kalın.
@bir. Kitapsevdası
Herkese Merhabalar Sevgili Kitap DostlarımBugün size Nazan Arısoy’un kaleme aldığı “Piraye’de Nazım Olmak” eserini anlatacağımPiraye’nin dilinden Nazım Hikmet... Bir insan bu kadar mı çok sever diyeceksiniz her satırda, Nazım Hikmet’i severim özellikle şiirlerine bayılırım, en sevdiğim şiir bile Nazım Hikmet’e aittirfakat gerçekten böylece güzel
Herkese Merhabalar... Halil Cibra’nın “Ermiş” eserini anlatacağım... Uzun zamandır merak ettiğim ve okumak için çok heyecanlandığım bir yazardı ‘Halil Cibran’ ve kesinlikle yanılmadım, inanılmaz muhteşem, inanılmaz etkileyici bir kitaptı. Abartmış olduğumu düşünebilirsiniz fakat öyle değil, gerçekten muhteşem bir eser. Sayfa sayısının az olması sizi hayal kırıklığına uğratmasın çünkü okuduğunuzda ansiklopedi kalınlığında bilginin ve mesajın yer aldığını göreceksiniz. Dili oldukça açık ve net herkesin okuyabileceği bir tür. Kendinizden kesitlere rastlayabilirsiniz şaşırmayınHayattan, aşktan, dostluktan, suçtan-cezadan, ölümden- yaşamdan herşeyi muhteşem aktarmış okura. Gerçekten böyle sevdiğim hatta bayıldığım eserleri yorumlayınca kendimden geçiyorumne desem eksik kalır gibime geliyor... Fazla anlatmak istemiyorum, içinde aktarılan mesajları naçizane sizlere aktarmaya çalıştım, devamı sizde:)
Alıntı; Konuşanlar var, konuşup, bilmeden ve öngörmeden kendilerinin de kavrayamadığı bir hakikati ortaya çıkaranlar.
-Bir de hakikati içlerinde taşıyıp da kelimelere dökmeyenler var.
-Sevinç ve keder birlikte gelir; biri sofranızda sizinle otururken,unutmayın,diğeri yatağınızda uyumaktadır.
-Çocuklara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil...Zira kendi düşünceleri var onların.
*Puanım:10/10
️Halil Cibran’ın kalemine sağlık.
️Herkese keyifli okumalar dilerim, sevgiyle kalın.
@bir.kitapsevdasi
Herkese Merhabalar bugün sizlere franz Kafka’nın en çok okunan eseri “Dönüşüm” den bahsedeceğim. Sayfa sayısı oldukça az olabilir fakat verdiği mesajda bir o kadar fazla, kesinlikle okurken çok etkileneceksiniz. Baş kahramanımız Gregor Samsa bir sabah uyandığında bir böceğe dönüşmüştür ve ne yapacağını bilemez.Bence herkesin bu kitaptan çıkardığı anlam farklıdır ben kitabı okurken çok duygulandım, çünkü Gregor’un ailesinin Gregor böceğe dönüştükten sonra sadece ona bir geçim Kaynağı gözüyle bakması ortaya çıkar bu beni çok etkiledi. Hayatta demek ki bir yerden sonra ailen’e desteğin yoksa bitmişsindir. Bir böcek üzerinden Kafka bin bir türlü mesaj vermiştir. Farklı olan her zaman dışlanmıştır maalesef böyle gelmiş ve korkarım ki böyle devam edecektir... Okurken aynı zamanda ailesine çok ama çok sinirlendim insanlar bu kadar nankör olabilirler, sonu daha etkileyici gerçekten ağlamamak için kendimi zor tuttum çünkü kitabı okurken resmen yaşadım, ailesinin gözünde yok olmuş bir gencin hikâyesi bence. Naçizane fikrim Herkesin okuması gerekiyor.
Alıntı:”Aile sorumluluğunun gereği olarak ona karşı duyulan nefret bir kenara bırakılıp sabredilmeliydi, yalnızca sabredilmeliydi.”
-Franz Kafka’nın kalemine sağlık.
-Herkese keyifli okumalar dilerim, sevgiyle,sağlıkla,sadakatle kalın.
Herkese Merhabalar Sevgili Kitap Dostlarım Bugün Fyodor Dostoyevski’nin eseri olan “İnsancıklar” dan bahsedeceğim. Eser Fyodor Dostoyevski’nin henüz yirmi beş yaşındayken yayımlanan ilk romanıdır. kendisi kesinlikle büyük ustadır genç yaşta böyle bir eser vermesi gerçekten sıradaşı, ama şöyle bir şey var!! Eser veren Dostoyevski’yse sıradışı olması şaşırtmamalı insanı. Konusu fakir bir devlet memuru olan, Makar Devuşkin ile uzaktan akrabası olan Varvara Alekseyevna arasındaki ilişkileri konu alan mektuplardan oluşmaktadır. Dostoyevski genellikle eserlerinde insanların içine dokunmayı çok çok iyi başarıyor. Maddi sıkıntılar insanları ne derece etkiliyor, nasıl mücadele ediyorlar,nelerden vazgeçiyorlar hepsini bu eserde görmek mümkün. Yoksulluğun aslında kusur olmadığını ve çevrenin bu yoksulluğa göz yuması sonucu insanların hor görülmesi ve yok gibi davranılması insanın içine işliyor . Daha çok insanların gerçekten mücadele ettiği maddi-manevi sorunları kaleme almıştır. İyi ki okudum geç bile oldu, hepinizin okuması dileğiyle, kesinlikle tavsiye ediyorum.
Alıntı;“Hatıralar mutlu olsun, kederli olsun, hep acı verir.”
“unutmayın, yoksulluk kusur değil.”
“Pişmanlığın ruhu rahatlattığı söylenir, oysa tam tersi doğrudur.”
Fyodor Dostoyevski’nin Kalemine sağlık
Herkese keyifli okumalar dilerim, sevgiyle-sağlıkla kalın.
Herkese Merhabalar Sevgili DostlarBugün Muhteşem Dünya Klasiği olan “İnsan Neyle Yaşar” kitabından bahsedeceğim yazarı herkesin tanıdığı başarılı ‘Lev Nikolayeviç Tolstoy’dur’. Dili oldukça açık ve sadedir herkesin kolaylıkla bir nefeste okuyacağı bir eserdir. Eserin en güzel yanı yıllar sonra tekrardan okusan bile kitaptan aldığın ders ve çıkardığın mesaj hep değişiyor, ben yıllar önce okumuştum o zaman kendime kattığım bilgi başka şimdiki çok başka. Yazar eseri insanlığa ders niyetinde yazmıştır, sorgulayan ve sorgulatan eser içinde altı hikaye barındırmaktadır her biri birbirinden güzel ve değerli benim için. Kitap bittiğinde cidden çok üzüldüm çünkü çok güzeldi ve kısa olduğu için hemen bitti. Kitap daha çok ahlak konularına yer vermiş diyebiliriz, duygular ön plandadır...
*Sevgi, saygı’nın bunlara zıt olarak hırsın, kibrin ne derece kötü ve derece tehlikeli olduğunu anlatıyor.
*Benim bu kitaptan çıkardığım en büyük ders aç gözlü olmamak. “Ne kadar çok isterse o kadar çok kaybedersin.”
*Bence herkesin okuması gereken bir kitap kesinlikle tavsiye ediyorum.
*Kitabı alırken lütfen İş Bankası Kültür Yayınlarından alın diğer yayınevleri Dünya Klasiklerinde çeviri sırasında hata yapabiliyor.
Alıntı:”Ekmek pahalı, emek ucuzdu.”
”Dünyada barış, insanda iyi niyet olmalı.”
”Bütün insanlar kendilerini düşünüp kolladıkları için değil, içlerindeki sevgiyle yaşıyorlar.”
Puanım:10/10
Lev Nikolayeviç Tolstoy’un kalemine sağlık.
Herkese keyifli okumalar dilerim, sevgiyle kalın.
Herkese Merhabalar Sevgili Arkadaşlar. Bugün Victor Hugo’nun kaleme aldığı “Bir İdam Mahkumunun Son Günü” eserinden bahsedeceğim. Dili oldukça açık ve anlaşılırdır. Adın’dan da anlaşılacağı gibi ‘Bir İdam Mahkumunun Son Günü’nü’ anlatıyor. İdam’a mahkum
edilen bir gencin duygu ve düşüncelerini dile getirmiş ve bu duygu düşünceleri okura çok güzel bir şekilde yansıtmıştır . İlk olarak altı ay mahkum edilmiş daha sonra ise idamının son gününü ayrıntılı bir şekilde anlatmıştır. Dönemin adalet sisteminde idam vardır ve belli başlı cezalar için idam cezası verilmektedir, idam kararını beklemeyen genç haberi alınca yıkılır ve bir baba, bir eş, bir evlat olarak ne yapacağını bilemez ve mahkum olduğu her gün düşüncelere dalar, ve böylelikle insanın düşünmesini ve sorgulamasını sağlar. Kısa ve çok güzel bir eser veren Victor Hugo bol bol sorgulatan ve bol bol insan üzerinde iz bırakan muhteşem eseri hayatınıza etki edeceğinden emin’im. Herkesin okumasını tavsiye ediyorum.
Alıntı;• “İnsanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkumdurlar.”
•”İnsan içinde bulunduğu umutsuz koşullarda bazen bir zinciri bir saç teliyle koparabileceğini sanır.”
•”Acaba kralın adamları uygarlık sözcüğünden ne anlıyorlar? Uygarlığın neresindeyiz? Adalet üçkağıtçılık ve düzenbazlık yapacak kadar, yasa yedek çözümler bulucak kadar alçaldı! Korkunç!”
Victor Hugo’nun kalemine sağlık.
Herkese keyifli okumalar dilerim, sevgiyle kalın.
Herkese Merhabalar Sevgili Kitap Severler Picasso’nun “Biz onun gibi insan yüzleri çizmeyi bilmiyoruz” dediği Frida Kahlonun Nazan Arısoy tarafından kaleme alınan biyografi kitabı hakkında bilgi vereceğim. Yazar ben Frida olsaydım diye kendi penceresinden Friday’ı yazmıştır. Dili oldukça akıcı ve sürükleyicidir. Frida Kahlo hayatı boyunca bin
Herkese Merhabalar Sevgili Kitap Severler Ahmet Batman’ın kaleme aldığı ‘Bana ikimizi Anlat’ kitabından bahsedeceğim. Kitap deneme türünde yazılmıştır oldukça açık ve güzel bir dili vardır. Baş kahramanımız Rüzgar küçükken bisiklet gezisine çıkar ve bir çarpışma sonucu Yağmur’u tanır ve bir dahada kalbinden çıkaramaz. Rüzgarın karşılıksız aşkı, çocukluk aşkı o büyüyüp her şeyini kaybedinceye denk devam eder. Rüzgarın çok güzel bir hayatı; Annesi ve Dedesi vardır, ikiside sevgisini sonuna kadar hissettirir en büyük destekçileri onlardır. Rüzgar dedesi sayesinde yazmaya başlıyor ve hayatı boyunca yazmaya devam ediyor, her şey güzelken bir sıkıntı yoktur ama dedesinin hayatını kaybetmesi sonucu ilk yıkımı yaşıyor, kendini toparlama evresine girer ve Yağmur’a açılır Yağmur onu reddedince her şeyi geride bırakır ve gider. Annesine haksızlık yaptığını anlayınca geri döner ama iş işten geçmiştir. Rüzgar eve döndüğünde annesinin vefat ettiğini görür bu da bir yıkımdır tabiki ama daha sonra ailesinin gerçek ailesi olmadığını evlatlık olduğunu öğrenince daha da büyük bir yıkım yaşar, Rüzgar hayatına devam etmeye çalışır. Kitap’ın sonu süpriz olsun canlar, ben kitap’ın sonunda açıkcası hayal kırıklığına uğradım daha güzel ve açık bir son olabilirdi. Rüzgar çektiği acıların karşılığını daha güzel bir şekilde daha mutlu olarak alabilirdi.
Alıntı: • Aynı gökyüzüne aidiz ne kadar uzağa gidebiliriz ki..
•Bazı insanlar bir kitaptır, bazıları ise bir sayfa...
Ahmet Batman’ın kalemine sağlık.
Herkese keyifli okumalar dilerim, sevgiyle kalın
Herkese Merhabalar Sevgili Kitap Severler Grigory Petrov’un eseri ‘Beyaz Zambaklar Ülkesinde’ kitabından bahsedeceğim, Grigoriy Petrov Rusya’nın en tanınmış papazlarından, ve en çok okunan halk yazarlarından biri olarak Finlandiya halkı hakkında yazdığı eser dünya çabında ölümsüzleşmiştir. Eser ilk kez 1923’te Saraybosna’da basılmıştır.
Herkese Merhabalar Sevgili Kitap Dostlarım Bugün Sabahattin Ali’nin eseri olan ‘kürk Mantolu Modanna’dan’ bahsedeceğim. ilk olarak 1943 yılında kitap haline gelmiştir. Dili açık ve akıcıdır. Yürek burkan Raif efendinin hikayesi insanı kitaba kilitliyor diyebilirim. Babası tarafından iş öğrensin diye Berlin’e gönderilen Raif’in hikayesi başlar.
Herkese Merhabalar Arkadaşlar Bugün sizlere Stefan Zweig’in ‘Satranç’ eserinden bahsedeceğim. Eser yazarın tamamlamış olduğu son kitap’tır. Dili açık ve akıcıdır. Yazar ( Clarrisa eserini yarım bırakmıştır) çünkü eseri tamamlayamadan eşiyle beraber intihar etmiştir. New York’tan, Buenos Aires’e gitmekte olan bir gemide geçiyor olay. O zamanlarda olan nazi olayları üzerine baş kahramanımız’ı Dr. B. hücreye atarlar ve her şey orada başlar. Hiçbir şey yapamadığı için kafayı yemek üzere olan Dr. B. bir gün sorgu için çıkarıldığı hücreden farklı bir odaya götürülür ve askıda duran palto dikkatini çeker cebinde bir şey vardır kitap olduğunun farkına varır ve gizlice almayı başarır. Kitap satranç kitapı’dır Dr. B. gizlice her gün satranç oynar, satranç olmamasına rağmen ekmek’ten yaptığı piyonları ve kareli örtüsünü kullanarak kurumsal bir satranç ustası olur, bu onun kurtuluşu olur. Hücreden çıktıktan sonra Mirko Czentovic, dünya satranç şampiyonu ile satranç oynama şansı olur, yirmi yıldır eline satranç taşı almamış olsa da dünya şampiyonu Mirko Czentoc’i mağlup eder. Mirko Czentoc rövanş isteyince şaşırtıcı bir son olur. ( size bırakıyorum sonu)
Alıntı;•”Bize hiçbir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz.”
Stefan Zweig’in kalemine sağlık.
Herkese keyifli okumalar dilerim, sevgiyle kalın.
Merhabalar Sevgili Kitap Dostlarım, bugün tatlı mı tatlı bir kitapla geldim. Antoine de Saint-Exupéry kaleme aldığı “Küçük Prens”dili oldukça açık ve anlaşılırdır, bir nefeste bitecek bir kitap, küçük, büyük herkesin beğenerek okuduğu ve ders çıkardığı bir eser olduğunu düşünüyorum. Küçük bir çoçuğun gözünden yetişkinlerin nasıl göründüğünü yazmıştır. Aslında çok güzel bir konuya değinmiştir yazar, büyüyüp yetişkin olunca çocukluğu unutuyoruz ve hiçbir zamanda artık hayata çocuk gözünden bakamıyoruz. Bir yerde okumuştum diyordu ki; “keşke Dünya’yı çocuklar yönetse” , “Küçük prens’i” okuyunca aklıma o söz geldi o kadar doğru ki okuyunca sizinde fark edeceğinizden emin’im. Kitap ince bir kitap olabilir fakat içinde muhteşem mesajlar barındırıyor. Yetişkinlerin dünya’yı bu kadar yaşanmaz hale getirdiğini her sayfasında göreceksiniz.
Alıntı; • “Onu hiç anlayamamışım! Onu sözlerine değil davranışlarına göre değerlendirmem gerekirdi.”
•”Kendini doğru yargılamayı başarırsan gerçek bir bilgesin demektir.”
•”Yalnızca kalbinle iyi görebilirsin. Asıl önemli olan şeyler göze görünmez.”
Antoine de Saint-Exupéry kalemine sağlık.
Herkese keyfili okumalar dilerim sevgiyle kalın.
Merhaba Sevgili Kitap Severler, Nazan Arısoy’un kaleme aldığı biyografi kitabı Virginia Woolf( Sonsuzluğun Hüzünlü Kraliçesi) hakkında bilgi vereceğim. Tür bakımından Biyografi kitabıdır, dili oldukça açık ve sürükleyicidir. İlk defa bir kitabı okurken bu kadar farklı hissettim.Virginia’nın karmaşık, üzücü hayatından çok etkilendim. Virgina’nın küçükken neler yaşadığı annesini 13 yaşındayken kaybettiği ve “annem öldüğünde aslında bende öldüm” demesi çok etkiledi beni, aslında her şeyin annesinin ölümü ile başladığını söylüyor fakat öyle değil, aslında Virginia kendini hiç bir zaman dünyaya, insanlara ait hissetmemiş bu aslında çok yıkıcı, küçük yaşlarda ailesinden gelen travmaları hayatı boyunca peşini bırakmıyor ve bambaşka bir yaşama sürüklüyor kendini, hayatı boyunca ne istediğini tam olarak bilmiyor ve kıvranıyor, intihara kaç kere yelteniyor ama ilklerde başarılı olamıyor fakat ne yazık ki son denemesinde hayatını kaybediyor. Keşke Babası sahiplenici, koruyucu ve düşünceli biri olsaydı o zaman her şey çok farklı olabilirdi. Maalesef Çocuk yaşta cinsel istismara maruz kalıyor. Babasının sorumsuzluğunu yıllarca kat ve kat acılarla çekiyor, kitabı okurken kendime dedim ki Virginia kendi hayatını eline aldıktan sonra böyle yapmayabilirdi daha güzel daha ahlaki bir yaşam sürdürebilirdi ama işte hayat!yaşanılan ve okunan çok farklıdır acıları o çekti sonuçta, bu kitap aile olmanın ne derece kötü şeyleri önleyebileceğini bize açıkça gösteriyor. Nazan Arısoy’un kalemine sağlık.
*18 yaş ve üstü okumalı.
Herkese keyifli okumalar dilerim, sevgiyle kalın.
Herkese Merhaba, Suç ve Ceza Dostoyevski’nin olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. Eser felsefi bir tahlil ve polisiye romanı olma özelliği taşıyan suç ve suçluluk duygusu üzerine yazılmış en başarılı romanlardan biridir. Anlatımı açıklayıcı ve sürükleyicidir. Yoksulluktan öğrenimine devam edemeyen Üniversite öğrencisi Raskolnikov’un bir düşünce üzerinden yürüyerek neler yaptığını göreceksiniz. Suç ve Ceza kavramlarını daha iyi anlayıp aradaki küçük noktaya ise, vicdan denildiğini okuyup her zerremize kadar hissedeceğiz... Her insanın okuması gereken kitaplardan biri, tam puan verdim çünkü inanılmaz bir kitap elinizden bırakmak istemeyeceksiniz. Karakterler başlı başına birbirinden güzel, Bir suçun bir genci psikolojik olarak nasıl etkilediğini, bunun sonucunda Raskolnikov’un nasıl bir yol izlediğini aslında para için değil adalet, eşitlik için cinayet işlediğini anlatıyor. İnsanoğlunun toplumsal, ahlaki ve dini değerleri de sorgulanıyor. Hayatıma kattığım en güzel eserlerden biri bana çok şey kattın.
Herkese keyifli okumalar dilerim,Sevgiyle Kalın.
Herkese Merhaba, okuduğum bir gelişim kitabını daha size anlatmaya geldim. Yazar kitabı ikinci tekil kişi olarak yazmıştır. Anlatımı çok akıcı ve sürükleyicidir. Kitap çocukluğundan beri gelen travmaların , ölümüne kadar o izleri taşıdığını anlatmıştır. Aslında yeteneksiz, güçsüz, yalnız olmadığını, mucizelerin, yeniliklerin sana kalbin kadar yakın olduğunu sadece keşfetmen ve adım atman gerektiğini anlatmıştır. Hiç kişisel gelişim kitabı okumayan kişiler bu kitapla bir adım atabilirler çünkü çok keyifli ve cesaret verici bir kitap olmuş . Bazen tüm hatanın karşı tarafta olduğunu düşünürüz ve kendimizi sorgulamamız asla aklımızın ucundan bile geçmez ya işte bu kitabı okuduğunuzda ilk olarak kendinizi yargılayıp, törpülemeye başlayacaksınız. Kitabın yazarı olan Selin Tapak’ın emeğine sağlık. Herkese Keyifli Okumalar dilerim.
Gücünü Yalnızlığından Alanlar / Mucize Kalbin Kadar YakınSelin Tabak · Dokuz Yayınları · 2020288 okunma
Merhabalar sevgili kitap severler okuduğum A. Willıam Deckard’ın kişisel gelişim kitabını size naçizane cümlelerimle anlatacağım .... Kitap insanlar arası iletişim ile ikna etme sanatını dile getirmiş diyebiliriz , iletişim ve iknanın daha fazla ön saflarından bahsetmiş mesaj , ileti , kanal gibi kelimeleri açıklamıştır , kitabın son sayfaları daha ilgi çekicidir odak noktasını son elli sayfasında toplamıştır diye bilirim , kitap sade bir dil ile yazılmıştır akıcı ve güzel bir kitaptır ... yazarın buna benzer iki tane daha kişisel gelişim kitabı vardır . Herkese Keyifli okumalar dilerim.
Merhabalar sevgili kitap severler bugün size Kalbinin Sesini Aç kitabından bahsedeceğim; Evet söylediği gibi kendine kulak ver ve artık kendini dinle ve duy , kitabın okurla konuşma havası en sevdiğim noktasıydı, özgüven veren , eksikliğini veya içinde olupta daha keşfetmediğin duygunu , özelliğini çözüp dışarı çıkarmana yardımcı olan nadide bir kitap , Artık “egonun sesini kıs , kalbinin sesini aç “ diyor . hayata yeni bir adım at ve kendinle yürü ... “Kendine ve içindeki tohuma güvenmen , bu dünyaya ne için geldiysen o olacağına inanman , yolculuğuna sadık kalman dileğiyle... “ *Kitabın Yazarı olan Ceyda Subaşı’nın emeğine sağlık . Keyifli okumalar dilerim ...
Herkese Merhabalar Jack London’ın en çok okunan eseri Beyaz Diş ; Büyük bir hayranlıkla okuduğum muhteşem bir eser, vahşi bir kurdun insanla , doğayla , iklimle mücadelesi lirik bir üslupla okura aktarılmıştır , kitapta çok güzel ve ince düşünülmüş mesajlar var , aslında insan sorguluyor içinde olan insanlığını merhametini , işte tam da beni bu kitaba bağlayan şey buydu insanın içine işlemesi ...( Tanrı’sına sadık ve baştan başa Tanrı’sına bağımlı olan Beyaz Diş; insanların senden öğrenmesi gereken çok şey var ) . Keyifli okumalar dilerim .
Herkese Merhaba Sevgili Dostlar. Bugün Nazan Arısoy’un kaleme aldığı “Cemal Süraya (Aşk Günü Doğdu)” kitabından bahsedeceğim dili oldukça sade ve anlaşılırdır yazarın kendi duygu ve düşüncelerinide kattığı samimi bir kitap’tır. Asıl adı Cemalettin Seber olan Cemal Süreya’nın yürek burkan hayat hikayesini konu almıştır. Daha küçük yaşta sürgün
