Tıpkı aşkı bilmenin bedeli gibi, gerçeği bilmenin bedeli de birçok kalbin katlanabileceğinden daha ağır. Bu her zaman dünyayı sevmemize neden olmuyor belki ama en azından dünyadan nefret etmemize engel oluyor. Bu gerçeği bilmenin tek yolu da onu paylaşmak. Kalpten kalbe.
Aşık kalpler, aşırı yüklenmiş bir cankurtaran sandalına benzer. Sandalı su yüzünde tutabilmek için gururunu, kendine saygını ve bağımsızlığını dışarı atarsın.
Aşk, kader ve yaptığımız seçimler hakkında bildiklerimi öğrenmem çok uzun sürdü, dünyanın pek çok yerini dolaşmam gerekti ama hepsinin özünü bir anda, bir duvara zincirlenmiş halde işkence görürken kavradım.
Bana öyle geliyor ki, insan hatırlayamadığı bir geçmişten beri göremediği ya da anlayamadığı bir kavgaya girişmiş. Ve insan bu savaşta binbir zorlukla karşılaşmış ve bunları da yenmiş. Yalnız bir tanesini yenememiş: insanı. İnsanlık kendi kendinden öyle iğreniyor ki!