Başkasının güçlenmesinin nedeni olan kişi kendi mahvını hazırlar,çünkü söz konusu güç ya beceri ya da zora başvurmanın sonucudur ve güçlü hale gelen kişi için bu iki nitelikte kuşkulu olmuştur.
Doğal olarak bundan böyle her şeyin dış görünüşüne karşı sonsuz bir güvensizlik içinde olacaktı. Bir şeye inanması için önce onun iç yüzünü, gerçeğini öğrenmesi gerekecekti.
Adalete olan masum güvenini kariyerinin ta başında yitirmişti;yasaların sorunları çözmek için değil, çelişkileri mümkün olduğunca uzatmak için yapıldığını çabuk kavramıştı.
Keşke herkes kendi içsel deliliğini bilse ve onunla birlikte yaşamayı öğrense. Dünya daha kötü bir yer mi olurdu? Hayır insanlar daha yürekli daha mutlu olurlardı.
Temelde, hayatta başımıza gelen her şey kendi suçumuz, başka hiç kimsenin değil. Bizlerin başından geçen zorlukların pek çoğu başkalarının da başından geçiyor, ama onlar tamamen başka tepkiler veriyorlar. Biz en kolay yolu seçtik sanki:ayrı bir gerçeklik.