"Dünya, süflī (aşağılık) bir yerdir.
Cennet yurdu ukbâ ise, ulvî (yüce) bir makam.
Hüzün, Rahmân’ın bu dünyada cennet kokusunu tattırmak için insana bahşettiği bir rahmet kapısıdır."
Anlık meseleler ile ömür heba ediyoruz. Başlangıçta her şey muğlaktır; ölüm uzak ihtimâl. Lakin şu hayatın kıymeti, nihayetine doğru anlaşılır. An gelir, anlarsın; pek çok mesele hoşgörülebilirdi, görmedik."
Arapça -leyl kökünden Leylâ. Leyl, yani gece; gece gibi gizemli, efsunlu, buhranlı; tüm hislerin aşikâr olduğu bir bilinmezlik vakti leyl. Ey Mecnûn'a Leylâ olan leyl..
İnsan, ait olduğu yeri bulana dek gurbettedir. Bunca hicran, bunca tasa, hep evimizden uzak olduğumuz için. Şayet şu gurbette küçücük bir mutluluk tatmış isek, o da, ait olduğumuz yeri hatırlattığı içindir.