“Sığınakta üç hafta boyunca gözümün önünde bir kadın Ruslardan kaçıp batıya giden eski eski bir bakanın orada kalan karısı bombaların altında hâlâ zayıflamak için rejim yapıyordu. Formuna özen gösteriyor, İtalyan zeytinyağında köseli gibi görünen enfes bir şey cızırdatıyordu, çünkü insanların o korku ve şaşkınlık içinde tıkındıkları bütün o şeyler yüzünden kilo almaktan korkuyordu. Bu her aklıma geldiğinde ister istemez kültürün ne acayip bir şey olduğunu düşünüyorum.”
“Sadece insanlar ve her insanın içinde bir tutam doğru insan var beklediğimiz ve umduğumuz şey yok kusursuz insan diye bir şey yok ve o mutluluk veren harikulade tek adam aslında hiç var olmadı sadece içlerinde ışık kadar molozda olan insanlar…”
İstediğim zaman istediğim her şeyden vazgeçebilmek kaybetmek istemediğim tek lüksümdü. Hayatım boyunca vazgeçme hakkımdan hiç feragat etmedim. Can acıtmak pahasına olsa bile…