Kitap okumayı çok seviyorum ama uzun süredir tutukluk yaşıyorum. Ayrıca çıkmış bir romanım var, şuan ikincisini yazıyorum. Aklımdaysa yazılmamış altı kitabım var. En büyük hedefim okunmaya değer kitaplar yazabilmek
Yazar ama henüz çok başındayım...
Lise ama hayat okulundan ciddi anlamda ders almışlığım var.
"Hav hav hav! dediğini gördüğümüzde, sırtında yaşanmış epeyce yıl taşıyan bizler, bebeğin bu coşkusunu biraz abartılı buluruz. "Tabii, tabii" deriz çok alışkın bir tavırla, "hav hav işte! Ama sen güzel otur bakayım." Biz bebek gibi heyecanlanmayız, çünkü çok köpek görmüşüzdür o güne dek.
Bebek, köpek gördüğünde aklı başından gitmeyecek bir hale gelene kadar, belki yüz kez daha tekrarlar bu çılgınlık gösterisini. Ya da bir fil veya su aygırı... Ancak çocuk konuşmayı ve de felsefi düşünceyi bile tam öğrenememişken dünya bir alışkanlık haline gelir.
Okuma alışkanlığımı kaybettim. Geri kazanmak için uzun süredir uğraşıyorum. Derken Sofi'nin Dünyası'nı okumak istedim. Bana iyi geleceğini düşündüm. Felsefe kitabı olduğunu biliyordum ancak bu denli derinlikli olduğunu bilmiyordum. Bana çok şey kattı. Çoğunluk kitabı orta okul yıllarında okumuş, ben bunca yıl kaybettim demiyorum. İyi ki olgunluğa erişince kitabı okudum, böylece sindirerek, sahiden öğrenerek okudum, diyebiliyorum. Eğer kitaba geç kaldığınızı düşünüyorsanız üzülmeyin, bu kitap sizin hazır olmanızı bekleyecektir. Ve son bir şey daha, kitaba başladığım halimden kitabı bitiren halim çok farklı insanlar. Artık bana gökyüzü bile yetmiyor. İyi ki böyle kitaplar var.
Sofie'nin DünyasıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 202036.8k okunma