Senin İsmail'in Kim? Senin İsmail'in kimdir? Veya nedir?
Makamın mı? Onurun mu? Mevkin mi? Statün mü? Mesleğin mi?
Paran mı? Evin mi?Bağın mı? Otomobilin mi? Ma'şukun mu? Ailen mi? İlmin mi? Rütben mi? Sanat ve maharetin mi? Ruhaniyetin mi? Alimliğin mi? Elbisen mi? Adın mı? Namın mı? Şöhretin mi? Canın mı? Ruhun mu? Gençliğin mi? Güzelliğin mi?
Ben nereden bileyim? Bunu sen kendin bilirsin.
Her ne ve kim ise O İsmailindir. İsmailinin bir şahıs veya başka bir şey olması mümkündür; bir durum bir konum, bir zaaf noktası olması imkan dahilindedir.
Ey "İsmail'in babası"! "İsmail'ini öldür"! "Kendi ellerinle kurban et!"
Nereye gidersen git, birileri sana derinin rengini ve dualarını soracak. Onların itkilerini hoşnut etmekten uzak dur! Oğlum, çoğunluk önünde boyun eğmekten kaçın! İster Müslüman, ister Hıristiyan, ister Yahudi olsunlar, seni olduğun gibi kabul etmeliler ya da seni yitirmeyi göze almalılar.
Hepimiz dünyayı gerçekte olduğu gibi değil, kendi ön yargılı algılarımız vasıtasıyla gözlemleriz. Dolayısıyla gerçekten bilebileceğiniz tek şey kendinizsinizdir.
İnsanları tarafsız gözlemle.
Her zaman konuşmaktan çok dinle.
Gerektiği yerde sus.
Bilmediğini bilen gibi yapandan uzak dur.
Sen bilirken susma,
bilmezken konuşma.
Bilgiyi elde etmek seni mutlu edecektir.
Asil insan bunu uygular.
Düşman hep silah değil, ordu değildir; her zaman dışardan değil, hep aşikar değildir. Bazen düzendir, bazen duygudur, bazen düşüncedir, bazen mülkiyettir, bazen yaşam biçimidir, bazen çalışma yöntemi, bazen düşünce tarzıdır.
Musa'ya bakın! Musa üç sembole karşı kıyam ediyor:
Dönemin en büyük sermayedarı olan Karun'a
Şirk dininin en büyük din alimi olan Belam Baura'ya
Dönemin en büyük siyasi gücü olan Firavun'a
Karşı baş kaldırıyor! Yani mevcut duruma isyan ediyor .
Bazı insanlar vardır ki, aşk için doğmazlar, kavuşmanın acı veren mutluluğunu taşıyamayacak kadar zayıf oldukları için, onlarda sadece bekleyişin kutsal ürpertisi çiçek açar.