Sıla

Çocuklar gerektiği şekilde eğitim almazsa hayata bir hiç olarak atılırlarsa , yasalar ve bütün sosyal haklar var olmasına rağmen toplumsal hayat yine de sönük ve ruhsuz olacaktır .
Reklam
Eğer gençliğin ruhunu tarım yapılmayan bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız , orada ısırgan otları ve dikenler yetişir.
Bazı ailelerde çocuklar çok iyi beslenirler, iyi giydirilirler, sağlığına vücut sağlığına dikkat edilir . Ancak tüm bunlara rağmen çocuk ruhunun saflığı ,açlığı ve süsü ihmal edilir .

Reader Follow Recommendations

See All
Doğrusunu söylemek gerekirse, çocuğun anne babası sağ olduğu halde ve evde bunlardan başka birçok halalar, teyzeler , dayılar ve amcalar olduğu halde çocuk yetim gibi büyümektedir.
Hayatta bir insanı bu kadar üzecek bir hadisenin mevcut olabileceğine o zamana kadar ihtimal vermemişti. Hiçbir şeye inanamıyor ve kendini hep korkulu bir rüyada sanıyordu.
Reklam
Hayat bu derece manasız ve insan dünyaya boş durmak için gelmiş olamazdı
Dinlediği sırada kendisine ezberlenecek kadar doğru görünen fikirler nasıl oluyor da bu kafada barınacak ufak bir yer olsun bulamıyorlardı?
Yusuf hayatında birgün bile kendinden şüphe etmemişti. Dünya'da her şeyi yapabileceğine inanıyor, gelecek günlerden korkmuyordu. Onu üzen bugündü. Devam etmemesi icap ettiği halde sürüp giden bu hayat ..
Kendinde her şeyi yapabilecek kuvveti görmek , sonra yapılacak hiçbir şey bulamamak..
Bastığı yerin ayaklarının altında sıkı durduğunu hissedememek , hemen yola çıkılacakmış kadar eğreti bir hayat yaşamak ne azaplı şeydi ?
Reklam
" Kendimden sorumlu olmayı öğrenmiştim. Ve şimdide ömrümde ilk kez kendimi bir başkasından sorumlu hissediyordum. Ve bu da sorumlulukların en ciddisi olsa gerekti, çünkü o, benim dünyada hakkında düşünmeyi en çok sevdiğim kadın, küçücük bir kadındı. "
Sonuçta diye düşündüm, insanın yaşamında her şeye değecek, bu uğurda ölmekten kaçınmayacağı bir şeye yol açacaksa, sevmek, sevilmekten daha iyi ve güzeldir..
Sayfa 265Kitabı okudu
Arada bir de arkama yaslanıp yukarıya bakar altında dolaşan bu bilge ve uysal atları koruyan bu düşler ülkesi göğünü seyre dalardım inanılmaz bir keyifle..
Soğuk mu soğuk bir kış gecesinde ferik elması yiyen bir atla bir adam..
Petrarch nasıl aşkı Laura'yı kendi kafasının içinde , ismini taşıdığı ölümsüz defne ağacına -ya da belki tam tersi- dönüştürdüyse, ona göre bir ozan da yazdığı şiirle hem ölür , hem de o şiirle ölümsüzleşir..
Sayfa 200Kitabı okudu