Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cem Arslan

Cem Arslan
@Pskcemarslan
Psikolog
İstanbul
İstanbul
7 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Önsöz Öyküsü
"Öyle ezik büyütülmüştü ki, parlak zekasını, coşkun içgüdülerini tanıyamamıştı bile."
Sayfa 110 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Sırça Fanus
"Sessizlik bunaltıyordu beni. Sessizliğin sessizliği değildi bu. Benim kendi sessizliğimdi."
Sayfa 23 - Kırmızıkedi yayınevi

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir Delinin Güncesi
"Narkissos öldüğünde en çok nehir ağlamış. 'Ona öyle aşıktım ki,' demiş nehir, 'çünkü gözlerinde kendi sularımın yansımasını görürdüm.'"
Sayfa 131 - Everest Yayınları
A'dan Z'ye İnsan manzaraları
"F. denize saygı duyar çünkü onu şiirlerde okumuştur. Hayatı, beceriksiz bir yönetmenin elinden çıkma kötü bir film gibi."
Sayfa 67 - Everest
Reklam
Bir Delinin Güncesi / Aslı Erdoğan
''Bir çift lafım var, başhekim Bey! Bence Avustralya yerlilerine haksızlık ediyorsunuz.'' Dördü de donakaldı. ''Binlerce yıldır, yaşamlarını yalnızca düşlerle yönlendiren Avustralya yerlileri dururken, bilinçdışını Freud ve Jung'a atfetmek büyük haksızlık!''
Sayfa 11 - Everest Yayınları
Kendine Ait Bir Oda
"Ama bütün bunlarla baş edebilmek için bir fil sürüsü olmam gerek, diye düşündüm, öbek öbek örümcek olmalıydım, yaşam süreleri en uzun sayılan hayvanlarla çok sayıda gözü olan hayvanları aklıma getirerek."
Sayfa 30 - Kırmızı Kedi Yayınları
Aşkın Metafiziği
“Herhangi belli bir kişiye odaklanmadan bireyin bilincinde genel olarak kendisini cinsellik dürtüsü olarak gösteren şey; kendi içinde, basitçe ve genelleştirilmiş haliyle yaşama arzusudur.”
İkili
" - Yanımdasın ama gözlerin yok. - İçime döndürdüm gözlerimi. Görmeyi bilmiyorlardı."
Sayfa 51 - İletişim Yayınları
Hani savaş Nerde savaş İşte savaş Güzel Savaş
"Bakın birlikteyiz işte. Yaşıyoruz ya birlikte. Aşkın son sözü mü ediliyor gelin sövelim. En sövenlerle en sevişenleri bırakıp dövüşelim. Nerde savaşınız? Hadi oraya gidelim. BİRLİKTEYİZ YA HADİ SAVAŞALIM BİRBİRİMİZLE."
Sayfa 34 - İletişim Yayınları
Reklam
Beş Paralık Roman
"Kızgın bir tavanın üstünde yürümek zorunda kalmış biriydi şimdi. Böyle bir adam durmadan yerini, sıcak bir yeri yine sıcak bir yerle değiştirmek için de olsa, değiştirmek için sıçramak zorundaydı. İyi olduğu anlar ayaklarının havada olduğu anlardı."
Sayfa 142 - İletişim Yayınları
Beş Paralık Roman
"İnsanların mevkileri yükseldikçe yüreklerini etkilemek bir o kadar zorlaşır. Onlar, çok özlemini çektikleri duyguları duyabilmek için konserlere avuç dolusu para dökmeye razıdırlar. Ama daha az iyi durumda olanların da hayat kavgasında katılaşmış yüreklerini yumuşatacak bir müzik için harcayacak birkaç kuruşları vardır."
Sayfa 16 - İletişim Yayınları
Martı | Anton Çehov
"Ölüm korkusu hayvansal bir korkudur... Onu alt etmek gerekir. Ancak ölümden sonraki hayata inananlar, bilinçli olarak korkarlar ölümden, çünkü günahlarının ağırlığı altında ezilirler... Oysa siz, bir kere öteki dünyaya inanan biri değilsiniz; ikincisi ne günahınız var? Yirmi beş yıl Adalet Bakanlığı'nda çalıştınız, hepsi bu."
Sayfa 73
Nietzsche Ağladığında
"Bunun üzerine yirmi yıl düşündükten sonra korkuların karanlıktan doğmadığını anladım; korkular da yıldızlar gibi hep oradadırlar ama gün ışığı onları gizler."
Sayfa 245 - Ayrıntı Yayınları
"Breuer ısrarlıydı. "İntihar gibi bir yolu seçer miydiniz?" "Ölüm güç bir şeydir. Ölümün son iyiliği, bir daha ölümün olmamasıdır, diye düşünürüm her zaman."
Sayfa 104
"Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır."
Sayfa 103 - Ayrıntı
Reklam
Nietzsche Ağladığında
"Benim için, 'görev' sözcüğü çok ağır ve baskıcı bir sözcük. Ben yalnızca tek bir şey için görev sözcüğünün söz konusu olabileceğini düşünüyorum; o da özgürlüğümün korunması. Evlilik ve ona eşlik eden sahip olma duygusu ve kıskançlık, ruhu tutsak eder. Bunlar benim üzerimde asla egemenlik kuramayacak. Doktor Breuer, ne kadın ne de erkeğin artık zayıflıklarıyla birbirlerine zulmetmeyecekleri günlerin geleceğini umuyorum."
Sayfa 24
Üçüncü Güvercinin Hikayesi
"Bugüne kadar hiç kimse görmedi onu, barışı ararken yolunu kaybeden efsanevi güvercini, fakat o hâlâ başla- rımızın üzerinde uçuyor, korku İçinde, kanatları yorgun. Bazen, o da sadece geceleri korkuyla uykudan sıçradığı- mızda yukarıda, havada bir hışırtı duyarız; karanlıkta hızlı bir kovalamaca, kesik kesik bir uçuş, ümitsizce bir kaçış belki de. O güvercin, kanatlarının üzerinde tüm karan- lık düşüncelerimizi taşır, korkularında tüm dileklerimizi. Orada gökyüzü ile yeryüzü arasında ürkek ürkek süzülen, yolunu kaybetmiş bu güvercin, bir zamanların sadakatsiz elçisi, insanlığın Atası Nuh'a bizim yazgımızı bildirir. Ve tıpkı binlerce yıl öncesinde olduğu gibi dünya, birinin elini uzatıp "İmtihan yeterli” demesini bekler ısrarla ve sabırla."
Sayfa 25
"Yıkmadan inşa olmaz, baskı olmadan kurtuluş olmaz, hareketsizlik olmadan hareket olmaz."
Sayfa 19
Mao Zedung Kültür Sanat ve Edebiyat Üzerine
"İnceleme alanındaki düşmanlarımız, bildiklerimizle yetinme anlayışıdır. Gerçekten bir şeyler öğrenmek istiyorsak, bu anlayışa son vermek zorundayız. Kendimize karşı tutumumuz doymak bilmeden öğrenmek; başkalarına karşı tutumumuz ise bıkıp usanmadan öğretmek olmalıdır."* * Çin Komünist Partisi'nin Milli Savaştaki Rolü'nden.
Yatak Odasında Felsefe
"Ey elinde balta hazır bekleyenler, batıl inanç ağacına son darbeyi indiriniz. Dallarını budamakla kalmayınız. Etkileri böylesine bulaşıcı olan bu bitkiyi kökünden sökünüz."
Sayfa 131 - İthaki Yayınları
Yatak Odasında Felsefe
"Tanrısallaştırılmamış korku, sararıp solmamış erdem yoktur."
Sayfa 45 - İthaki Yayınevi
Reklam
Yazarları ciddiye almayın
"Şunu çok sık duydum. "Falanca yazarı çok seviyordum, ama son yaptıklarından sonra onu bir daha okumayı düşünmüyorum." Demek ki Dostoyevski'nin zamanında yaşasaydın, kumarbaz diye onu da okumayacaktın. Yazarların özel hayatını unutmak lazım. Yazarların söylediklerini fazla ciddiye almamak lazım. Edebiyat tarihi şahane şeyler yazmış berbat adamlarla dolu."
Sayfa 32
Libertenlere* Bilumum yaş ve cinsiyetten şehvetperestler; bu kitabı yalnızca sizlere armağan ediyorum: Bu kitaptaki ilkelerle beslenin, sizin tutkularınızın destekçisidir onlar. Sevimsiz, duygusuz, kişiliksiz ve dalkavuk ahlâkçıların sizi korkuttukları bu tutkular, doğanın insanı eriştirmek istediği yere ulaştırmada kullandığı araçlardan başka bir şey değildir; tadına doyum olmaz bu tutkulardan başkasına kulak vermeyin; sizi mutluluğa yalnızca bu tutkuların sesleri götürebilir. Şehvetli kadınlar; şehvetperest Saint-Ange size örnek olsun! Onun tüm yaşamı boyunca bağlı kaldığı ilahi zevk yasalarına karşı duran ne varsa siz de onun gibi küçümseyin! Hayali bir erdemin ve tiksinti verici bir dinin tehlikeli ve saçma sapan bağları içinde uzun zamandır kapalı tutulan genç kızlar; cesur Eugenie’yi taklit edin! Sersem ana babalarınızın kafalarınıza kazıdığı gülünç davranış kurallarının tümünü, tüm öğütleri siz de Eugenie gibi bir çırpıda yok edin, ayaklarınız altına alıp çiğneyin! Ve sizler, pek kibar hovardalar; siz ki, gençliğinizden beri, kendi arzularınızdan başka fren, heveslerinizden başka yasa bilmediniz, kinik, hayasız Dolmance size örnek olsun! Siz de onun gibi şehvetin sizin için hazırladığı çiçekli yolların tümünden geçmek istiyorsanız onun kadar ileri gidin; siz de onun ekolüne katılın ve bu hüzün dolu evrene kendisine rağmen fırlatılıp atılmış, insan denen bu zavallı yaratığın, ancak zevklerinin ve fantezilerinin alanını genişleterek, şehveti için her şeyi feda ederek yaşamın dikenleri üzerinden birkaç gül derlemeyi başarabileceğine inanın.”
Sayfa 8
"O yıl 267 no'lu hücrede hayat dolu dolu yaşandı ve Baba o hayatın her anını kendince yaşadı. Ama öykü henüz bitmedi, o yüzden umutlarda tükenmedi."
Sayfa 48
Tehlikeli Oyunlar
"Nihayet insanlık öldü. Haber aldığımıza göre,uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen insanlık, dün hayata gözlerini yummuştur. Bazı arkadaşlarımız önce bu habere inanmak istememişler ve uzun süre,’yahu insanlık öldü mü?’ diye mırıldanmaktan kendilerini alamamışlardır. Bu nedenle gazetelerinde,’insanlık öldü mü?’ ya da ‘insanlık ölür
Sayfa 255 - İletişim Yayınları
Cinselliğin Tarihi
"Tüylü Yılan'da, Kate, "her şey cinsellik" diyordu. "Her şey cinselliktir. İnsan onu güçlü ve kutsal olarak koruyabildiği ve o dünyayı doldurabildiği sürece, cinsellik ne kadar da güzel olabilir. Sizi ışığıyla dolduran, yıkayan güneş gibidir."
Sayfa 112 - Ayrıntı Yayınları