Beyaz saçlı adamın sesini yalnızlık, konuşacak kimse bulamamak kısmış, boğmuştu. Sahrada kaybolmuş, bitkin, aç ve susuz bir yolcu, ölürken sevdiklerini ancak bu sesle çağırabilirdi.
"İnsanı insan yapan, yüzüne güzellik katan ve onu sevdiren tek şey kalbinin temizliğidir. Yoksa hepimiz aynıyız, etten ve kemikten oluşmuş bedenleriz. Bizi birbirimizden ayıran tek şey kalplerimizin özelliğidir. Eğer temiz ve güzel bir kalbiniz varsa, bu dışınıza yansır. Fakat kararmış, herkesin kötülüğünü isteyen, kıskanç biri iseniz, kalbinizin kötülüğü yine yüzünüze yansır. Ve dünyalar güzeli olsanız bile, kalbinizin karanlığı güzelliğinize gölge düşürecektir."
Tüm zamanların en iyisi ve en kötüsüydü; bilgelik çağı, budalalık çağı, inanç devri, kuşku devri, ışık mevsimi, karanlık mevsimi, umut baharı, umutsuzluk kışıydı. Her şeyimiz vardı, hiçbir şeyimiz yoktu. Hepimiz dosdoğru öte yanı boylayacaktık.
Sevdiklerimiz bizi artık sevmediğinde mücadele edip onları yeniden kazanmak gibi bir aptallığa düşmemek gerekirdi. Kazandığın bir önceki sevdiğin insan olmuyordu maalesef.