“Allah’ın insana verdiği yegane kalıcı şey ruhtur. Ruh dışındaki her şey geçicidir. Allah, kendindeki her şeyi, bu arada sonsuzluğu da insana vermiş olduğu için insan, Allah’ın aleminde yaşayacaktır.”
Bünyesinde farklı hikayelerle bize bakan bu güzel eser yine okuyucuya farklı kapılar açıyor. Bazı hikayeler Deli Bal’da olduğu gibi sertken, basıları naif ve hassas şekilde okuyucuyu kucaklıyor. Eserin ödül alması gayet normal...
En Eski YüzPelin Buzluk · İletişim Yayıncılık · 2021333 okunma
Deli Bal ile kıyaslandığında daha naif bir kalemle karşılıyor bizi “Kanatları Ölü Açıklığında.” İçerisindeki hikayeler ise bizleri farklı dünyalara götürüp, gerçek ile gerçek üstü arasında sıkıştırıyor. Olurken düşünmemizi sağlıyor ve bu benim çok hoşuma gidiyor. Okuyucuya saygı duyuyor ve okuyucu da eserlerine. Üç Eserinden ikinci olan bu kitap yine edebiyat dünyasına güzel imza atıyor.
Gözle görünenin dışında var olan gerçekliği, okuyucuyu Yunus karanlığına atarak yeniden doğmasını istiyor eser. Üstün körü okumaların sahiplerini o karanlıkta hapis ederken, derinliği algılayanlara yep yeni bir hayat sunuyor adeta. Alışılmışın dışında olan anlatımı ise merak,korku,tedirginlik ve heyecan duyguları arasında savuruyor okuyucuyu. İçerisinde farklı hikayeleri barındırsa da hepsinin temeli aynı figüre basıyor. Ne diyeyim. İyi Okumalar.
Deli BalPelin Buzluk · Varlık Yayınları · 2010313 okunma
“Hayali düzen dışında bir yol mümkün değil. Etrafımızdaki hapishane duvarlarını yıkıp özgürlüğe koştuğumuzda aslında daha büyük bir hapishanenin geniş bahçesine doğru koşuyoruz.”
Varlığımızın dini motiflerin dışında mevcutta bilinen bilimsel verilerle açıklanırken, ilerleyen serüvenimizin kainata olan yaptıklarını harika bir dille bize sunuyor. Elli Altıncı baskısı ile okuyuculardan desteği alan Yuval Noah Hararı, her ülkeye uygun şekilde uyarlanan baskıları ile de bizleri mutlu etmeyi çok iyi biliyor. Üzücü olan ise insanlığın kendisinin ilerlediğini düşünse de arpa boyu yol gidemediğini hatırlatıyor.
Sayın Yenal Bilgici’nin, Sayın İlber Ortaylı ile olan söyleşiyle ortaya çıkmış bir eser.
Kendini ispatlamış ve şahsımın da büyük saygı duyduğu Sayın İlber Ortaylı’nın tavsiyeleri olarak başucunda bulundurulmalı diyebilirim. Özellikle on beş ile 24 yaş arası gençler kardeşlerimizin okuması gerektiğine inanıyorum. Sayın Hocamızın mükemmel tespit ve önerileri ile daha sağlam bir gelecek oluşturulabilir diye düşünüyorum.
Sosyal hayatımızın içerisinde kusursuz olarak tanımladığımız bazı kişilerin aslında psikolojik sorunları olan ve insanların hayatlarını ilmik ilmik mahveden bir narsis olduğunu görmemizi sağlayan bu eser, bakıp da göremediğimiz umut ışığının rehberi oluyor.
Alışagelmiş, sınırlarını kendi ellerimizle çizdiğimiz esaretten özgürlüğe doğru atılan ilk adımda büyük katkıları olacağına inandığım eseri “acaba?” sorusunu taşıyan herkesin okumasını tavsiye ederim.
“Tüm İslami bir ortamda,bugün mevcut olan birtakım müesseselerin ihtiyaç olmaktan çıkacağı düşünülmüyor da,adeta o müesseseler -İslamileştirilmeye- gayret ediliyor.”
İnsanın,toplumsal hayatı gibi düşünce hayatının da karmaşıklaştığı bir dünyada ‘Müslümanca Düşünme’nin’ imkan ve yöntemi nedir?
İslam konusunda yeterli malumata sahip olmak,müslümanca düşünmek için yeterli mi?
sorularının cevaplarını bulabileceğimiz güzel bir eser ile bizleri karşılıyor Rasim Özdenören. İçten ve toplumsal dokunun açıklarını gözler önüne sererek yaptığı açıklamalar okuyucuyu etkiliyor.
Giderek ilerleyen yapay zeka ve insanlığın kafasındaki kargaşada kabul ve red ikileminde ortaya çıkan gerçeğin yansıması.Kurgusu ve gerçeğe yakın hayal gücüyle beni çok etkiledi. Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap. Tek solukta okudum.