"Adile onun gülümseyen yüzüne, şişkin yanaklarındaki yara izlerine daldı ve sonra ekmeğin diğer ucundan bir parça da o kopardı. Sahana bandırıp attı ağzına, çıplak damağında yavaş yavaş ezdi; koku almadığı gibi artık tat da alamıyordu yine de bu anı uzatmak için ağır ağır çiğnedi lokmaları. Küçücük bir sofraya böylesi bir nasibi nasıl sığdırabilmişti bu ahraz oğlan."