Uzun süre büyümedim ben... Yetimhanede hepimiz geç büyümüştük. Sanırım hüzünden. Büyümedik, çünkü şefkatli sözlere nadiren tanık olduk. Annelerimizin yokluğunda bir türlü büyüyemedik biz...
"Buranın bir resmini daha yapmalıyım," dedi Billy. "Ama bu kez farklı renkler kullanacağım. Bildiğim tüm yerlere tekrar gitmek ve her birinin yeniden resmini yapmak istiyorum.”
"Oralar değişmemiştir ki..."
"Ama ben değiştim."
Biz işbirliği yapmıyoruz-biz emre uyuyoruz. Dışlanmaktan, tembel, işlevsiz, bencil diye adlandırılmaktan korkuyoruz. Komşumuzun düşüncesinden, kendi seçim özgürlüğümüze saygı gösterdiğimizden daha fazla korkuyoruz.
Fotoğraflar anılardan daha iyi ve daha doğru kayıtlardı.
[...]
Hayır, fotoğraflar daha doğru değildi. Duvara asmayı seçtiğiniz resimler, hayatın olmasını istediğiniz halinden koparılmış parçalardı. Fotoğraflar, o karede yer alanlardan çok onları asanlar hakkında bilgi verirdi. Onları doğru okuduğunuzda size bir röportajdan fazlasını anlatırlardı.
Kendi küçük benliklerimizin içine hapsolmuş, sadece onun konforunu gözeterek, büyük benliği mahvediyoruz. Bu durumun değişmesini istiyorsak gerçek benliğimize dönmeliyiz. Bunun için de, orman olmalıyız, nehir olmalıyız, atmosferdeki ozon tabakası olmalıyız.
"Muasir Haber'i takip ediyorsunuz sanırım," dedi diğeri.
"Hayır, Sonsuz Muhabir'i tercih ediyorum," diye cevapladı Bay Wanlee. "Muasir benim düşünce şeklime fazla yakın. Aklı selim bir insan neden kendi partisinin yayınını okusun ki? Siyasi rakiplerinin neden bahsettiğini takip etmek çok daha akıllıca."
...Kadınlarına, çocuklarına, erkeklerine, kōpeklerine, kedilerine, ağaçlarına, derelerine, denizlerine, çöllerine, dağlarına, taşlarına, topraklarına acımayan bu coğrafya; bana da, barış gelinine de acımadı