"Amasya'ya bir gelen ağlar, bir de giden ağlar" demişlerdi. Haklılardı, gidiş de ayrılış da hiç kolay olmadı...
Akşam üzeri Yeşilırmak kenarında yaptığım yürüyüşleri, II. Bayezid Külliyesi bahçesindeki asırlık çınarların serin gölgesinde soluklanmayı, Şehzadeler Yolu'ndan Kale'yi, Kaya Mezarları'nı temâşâ etmeyi ve çay tiryakilerinin bolluğu vesilesiyle ansızın bir yerlerden gelen semaver kokularını çok ama çok özlüyorum...