"Çünkü değerli okuyucum, insan ahmak bir yaratıktır! Ya da daha doğru bir deyişle, ahmak değil de nankör, eşine çok ender rastlanabilecek derecede nankör bir yaratıktır."
Şu an da köşeme çekilmiş, bir yandan akıllı insanların bir baltaya sap olamayacaklarını, yaşamda başarılı olanlarınsa aptallar olduğunu düşünerek yararsız bir biçimde avunuyorum.
Bana duyduğu güvenin epeydir farkıdaydım. Bunun nedeni, ödediğim dolgun maaş, arada bir ona yaptığım yardımlardan çok, bu topraklarda yaşayan insanlara özgü bir duygu olan, büyük, yetkili, kudretli birine bağlanma duygusudur.
Biliyorsun, çocukken hiçbir olayın farkında olmuyoruz. Belki de bu yüzden, yani kötü olayları tam kavrayamadığımız için çocukluğumuzu güzel bir dönem olarak hatırlıyoruz.
Felaketimizi başka biriyle taksim etmek saadettir, fakat annelerle değil. Annelere anlatılan kederler taksim değil zarbedilmiş olur: Çocuklarının felaketini iki kat şiddetle hisseden anneler, bu ıstıraplarını çocuklarına fazlasıyla iade ederler; böylece keder anadan çoocuğa ve çocuktan anaya her intikal edişinde büyüdükçe büyür.