Ama yerinden kıpırdamıyor, şöyle soruyordu kendi kendine: "Daha ne bekliyorsun?Hemen git, durma artık." Yalnız kendine değil, köpeğe de kızıyordu aynı zamanda.Niçin avlunun taşları üzerinde yatıyordu da kırlara, ormana, kendini özgür, daha mutlu hissedeceği yerlere kaçmıyordu? Herhalde ikisinin de kaçmasını engelleyen şey aynıydı: Tutsaklığa, köleliğe alışmışlık...