Hayatımda ilk defa şaşkınlıktan yahut şoktan
ağladım. Bana bu şok etkisini bir kitabın son 20 sayfası yaşattı. Ahmet ya da Mehmet yaşattı. Yeri geldi aşkın tarifini bulduğumu düşündüğüm için sevindim. Tamamdır, aşk buymuş dedim. Ama aşk o değilmiş. Aşk, özellikle Olga’ya duyulan aşk, dünyanın en tehlikeli şeyiymiş.
Bu dünya Olga için çok büyük, Mehmet ve Ludmilla’nın aşkını ise içine sığdıramayacak kadar küçükmüş.
Aşkın yaşı, cinsiyeti ya da seçimi yok. Başımıza gelebilecek olan olayların ucu bucağı yok. Ahmet yok. Ben de yokum.
Sadece aşklar var,
Birtakım şeylere sebebiyet veren.