Remziye

Nemi gitmiş, güneş ışığıyla tutuşmuş havada dağlar daha yakın görünüyor, tertemiz, ışıl ışıl kente merakla sokuluyorlardı sanki; doğanın talepkâr ve cesaretlendirici yanının insanların bakışlarını ve kalplerini sorgusuz sualsiz fethedişi hissediliyordu.
Reklam
"Benim tezim, bütün halkların, bütün kültürlerin birbiri hakkında önyargılara sahip olduğudur. Eğer bir gün bu önyargı kelimeleri, yani Avrupa dillerindeki barbar, Japon dilindeki gaijin, Müslümanlardaki kâfir, Almanlardaki Ari olmayan gibi önyargı sıfatlarını kaldırabilirsek, amacımıza ulaşabiliriz. Amaç nedir derseniz, bence tam olarak şudur: İnsanın değerinin sadece insan oluşundan geldiği; din, milliyet, cinsiyet, renk, cinsel tercih, siyaset gibi birtakım ön sıfatlarla ayrımcılığa uğratılmadığı bir hümanizm anlayışı."
Ah! Sırtlanlar gibi haykıran iğrenç halk! Buradan kurtulamayacağımı, bağışlanmayacağımı kim bilebilir?.. Beni bağışlamamaları imkânsız! Ah! Sefiller! Sanırım merdivenden çıkıyorlar... Saat dört
Sayfa 77 - Kültür yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Ölüler ölüdür, hele buradakiler. Mezarlarına sıkıca gömülmüşlerdir. Orası kaçılabilen Bir hapishane değil. Neden bu kadar korktum ki? Mezarın kapağı içeriden açılmaz.
Sayfa 17 - Kültür yayınlarıKitabı okudu
Bu türlü bir yaşayışta ne maneviyat var ki! İlginç değil mi, herkez ölümden korkar. Fakat kimse sonu ölüm olan yaşamdan korkmaz. Herkez ölümden kaçar, fakat kimse her adım attığında, her an, her lahza mezara bir adım daha yaklaştığını düşünmez. Doğrusu güzel dünya!
Sayfa 122 - Anonim yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Reklam