Aslında küçük bir obsesyon gibi gözüken birşeyin insan hayatını nelere çevirebileceğinin öyküsüdür kanımca. Yani onu hiç tanımamıştır bile meçhul kadın, kafasında bir adam yaratmış ve nasılsa hayatını ona adamıştır. Sağlam bir takıntıdan daha güçlü bir silahın olmadığını gösteren kitaptır. Tüm bu saplantılı düşüncelere rağmen, kitabın sonuna doğru okuyucu olarak, kadının çıkarsız ve saf aşkına inanıp, saplantılı olduğu adamın, bu bilinmeyen kadınla ve daha pek çoklarıyla yaşadığı ilişkilerindeki yüzeyselliğe sinirlenmeden geçemiyor insan. Ama bilinmeyen kadın asla sinirlenmez sevgilisine ve gerçek aşkı tam olarak burada sorgularsınız. Böyle bir aşk gerçek midir?