Nafiye TÜLÜCÜ

Nafiye TÜLÜCÜ
@Reyyanazra
Türkçe Öğretmeni
Strasbourg
35 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Nafiye TÜLÜCÜ tekrar paylaştı.
Ba­zen, ak­lı­mız kal­bi­mi­zin doğ­ru ol­ma­sı­nı di­le­di­ği şe­ye ina­nır.
Reklam
İBRAHİM EDHEM'e göre insanın kalbinde yedi kale yaratılmıştır; içine girilmesi gereken yedi kale... Şeytan bütün bu kalelerin dışına yerleşmiş durumdadır ve buradan, tıpkı köpeğin havlaması gibi, insana seslenir durur. Dıştan içe doğru bu kaleler edepli olmak, emirlere uymak, kadere inanmak, samimiyet, tevekkül, iman ve en içte de marifetullah (Allah'ı hakkıyla bilme) surlarıyla kuşatılmıştır. Şeytan kişinin önce edep surlarına saldırır. Bu sur çok dayanıksızdır ve şeytan onu aşarsa kişiyi emir ve yasaklar konusunda saptırır. Kişi emir ve yasaklan savsaklamaya başladığında şeytan onu kadere isyana yöneltir. Kadere rızasızlık başkaldırının ilk aşamasıdır ki böyle böyle bütün kaleler aşılmaya başlanır. En zor ele geçirilecek kale ise Allah'ı bilen (ârif) kalbin kalesidir.
Nafiye TÜLÜCÜ tekrar paylaştı.
Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince, insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kalp aynası çeşitli hatalar, günahlar ve kötülüklerimiz yüzünden kirlenir, islenir, puslanır. Bunlar kalbi görüntüsüz bırakmak, orada berrak yansımaların önüne geçmek sayılır. Bu durumda kişiye is ve pusu dağıtan bir sevgi ışığı veya aşk cilâsı gerekir. Hani Alâaddin'in sihirli lambasını bilirsiniz; ovarak içinden cini çıkartılır. Farz edelim ki bu lamba bizim kalbimiz. İçindeki sevgi kıvılcımını, nuru, ışığı çıkarmak için onun güzel tavırlar ve erdemlerle ovup parlatılması gerekiyor. Neden olmasın!?. Kalbimiz parlamaya başladığında içimizdeki nur da uyanışa geçecektir. Nurun uyanması halinde ise artık cine ihtiyacımız olmayacak, bilakis cinin yaptığı her şeyi kalbimiz bizim için yapmaya başlayacaktır. Bunun için küçük adımlarla başlayıp yol almak mümkündür. Her gün bir iyilik, ardından her gün bir güzel söz, sonra bir dostluk, sonra bir kötülüğü terk, sonra dilimize hâkimiyet, sonra ve sonra... Her akşam bir tefekkür, her gece bir muhasebe, her seher bir gözyaşı... Küçük adımlarla başlanan bir yolculuğun aydınlık sonu... Aynayı cilâlamak...
Hamiş: Kalp nasıl ki günde yüz bin kez kanı pompalayarak bütün hücrelerimize hayat veriyorsa, gönül denilen ekran da bize günde yüz bin kez görüntüler sunuyor. Ekranımız temiz değilse orada bir şey göremeyeceğimiz âşikârdır. Akılda tutulması gereken şey ise gönlümüzün ilahi bir ekran olduğu ve görüntü alabilmek için ancak sevgi ve erdemler kanalına ayarlanması gerektiğidir.
Reklam
Reklam
333 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.