Eğer biri bana yanlış düşündüğümü ya da hareket ettiğimi kanıtlar ve gösterirse mumnuniyetle düşüncemi ya da davranışımı değiştiririm. Çünkü ben gerçegin peşindeyim ve gercekler kimsenin canini yakmaz. Canı yanan kişi ancak yalan ve cehalet icinde yasayan kisidir.
Başımıza gelen şeylerle savaşmamızın bir nedeni de kendi planımıza fazlasıyla odaklanıp bizim bilmediğimiz daha büyük
bir plan olabileceği ihtimalini gözden kaçırmamızdır. Yaşadığımız sırada tam bir felaket olduğunu düşündüğümüz kaç olayın,
aradan biraz zaman geçtikten sonra aslında bizim için bir şans olduğunu fark ettik? Ayrıca unuttuğumuz bir şey daha var ki o da bu dünyadaki tek önemli varlık biz değiliz ve bizim kaybımız aslında bir başkasının kazancı olabilir.
Gerçek bir adam öfkenin ve tatminsizliğin kölesi olmaz. Ancak böyle biri için güçlü, cesur ve dayanıklı diyebiliriz. Bu kişiler öfkelenmez ya da sızlanmaz. Bir adam zihninin sakinliği kadar güçlüdür.
Yaşımız ilerledikçe başarısız olmak artık eskisi kadar önemsiz gelmemeye başlar. Artık tehlikede olan sadece onur kurulu derecemiz ya da okulda düzenlenen bir spor müsabakasında kazanacağımız bir madalya değil, hayatımızın kalitesi ve etrafımızda olanlarla baş edebilme yeteneğimizdir.