Gerda Taro

Gerda Taro
@Risha
Di dergûşa dîrokeka westîyayîde dihejim
Hayatı uykuyla geçen birine ölüm nasıl zarar verebilir ki?
Reklam
Aydınlık düşmanları hala güçlü. Dostları ise çok dağınık. Bu da ruhları öldürüyor. İnsanların cesareti kırık.
Sayfa 106Kitabı okudu
Bizim halkımız çok yüzyıl öncelerinden beri uyur. Çok kötü biçimde afyonlanmış gibi uyur. Üfürükle tükürükle sersem tavuğa çevirmişlerdir onu. Bizim halkın durumunda olup da, uyanmak çok zordur örneğin!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kitaplara yapılan kıyım halka yapılan kötülüktür bence. Ben buna hiç dayanamam. Nerde böyle bir olay, böyle bir kitap kıyımı görsem, o an başkaldırasım gelir. Başım döner, gözüm önümü görmez.
Kitap sevgisi de bütün öbür sevgiler gibi doğuştan vardır; ama uyuyordur. Onun zamanı gelince uyandırılması gerekir.
Reklam
Cahilliği ancak okumakla yenebiliriz. Karanlığı okuyup öğrenmekle, kafayı ışıklandırmakla yenebiliriz.
Eskiden cahillik fazlaydı; şimdi daha fazla. Gittikçe de artıyor.
Son yıllarda yapılan deneylerde birçok hastalığın temelinde ruh ve sinir hastalıkları olduğu ortaya çıktı. Ancak çoğu zaman "hastalık" ile "belirtiler" birbirine karıştırıldığı için, hastalıkların psikolojik kökenli olup olmadığı araştırılmıyor. Bu da birçok hastalığın yanlış teşhis edilmesine neden oluyor.
Nevroz, baskılanmış güdülerin şekil değiştirmesinden başka bir şey değildir. Rüyalar, semboller, dil sürçmeleri, takıntılar... Hepsi biçim değiştiren arzuların ve güdülerin bir uzantısıdır.
Dil sürçmeleri, küçük sakarlıklar ve ölümle sonuçlanan kazaların tamami bilinç dışı güdülerin işlevsel ifadesinden başka bir şey değildir. Kişi "en bilinçli" olduğu zamanlarda bile tam anlamıyla bilinçli sayılamaz.
Reklam
Çoğu zaman kendimiz hakkında da yeteri kadar bilgi sahibi olmadığımızı fark ederiz. İnsanın geçmişte yaşanan bir olayı hatırlarken "bunu nasıl yapmışım?" ya da "bu sözü gerçekten ben mi söyledim?" şeklinde kendisine yönelttiği sorular, bazı davranışlarımızın nedeninin bilinç düzeyinde olmadığını kanıtlar.
Bilinmeyene karşı gösterilecek olan hoşgörü, cehaletten kaynaklanan tehlikeler bertaraf edildikçe artar. Fakat buna rağmen insanların büyük çoğunluğu bilgiden değil cehaletten güç almaya devam eder.
Belli başlı kaynaklarında psikanalizin "savaştan sonraki zamana ait bir bilim dalı" olarak ele alındığını görmek mümkündür. Bu yanlış tanımlamalar yüzünden, psikanalitik yöntemler hatalı bir şekilde uygulanmış, bu da birçok soruna yol açmıştır.
Zira dağlar çoğu zaman bulutlarla soyutlanmıştır ve hayali bir görünüm arz ederler; her zaman yüksekte, her zaman daha uzakta ve her şeye rağmen en erişilmeyen hâlâ "bizim"dir, hâlâ hayatımızın bir parçasıdır; bu, bizim manzaramızdır.
Sayfa 259Kitabı okudu
En üstün ve en nadir başarı, bilinmeyeni keşfetmek, inanılmaz olanı açığa çıkarmak değil gündelik varoluşu, herkese açık olan olasılıkları, tüm zenginliğiyle insan ruhundaki potansiyelin en verimli şekilde gerçekleştirilmesini araştırmaktır.
Sayfa 258Kitabı okudu
363 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.