Şiirlerini severek okuduğum Nurullah Genç'in ilk kez romanını okudum. İyi ki okumuşum. Dedesinin hayat hikayesinden esinlenerek kaleme aldığı bu romanda Erzurum'un Pinaduz köyünde yaşayan, yüreği merhametle, imanla dolu bir genç olan Bekir'in cihan harbi sırasında Ruslara esir düşüşünü ve bu esaret sürecinde çektiği zorlukları, sıkıntıları, fedakarlıkları etkileyici bir şekilde kaleme almış yazar. Katlanılması son derece zor olan bu acılar karşısında Allah'a imanın, teslimiyetin, sabrın ve ümidin kişiyi karanlıklardan sonra nasıl aydınlığa çıkardığını gözler önüne sermiş. Bu yüzden sıklıkla her sayfada "Elbette her zorlukla beraber şüphesiz bir kolaylık vardır" ayeti karşımıza çıkmakta. Ve kitabın benim için en önemli ana mesajlarından birisi ise karşılıksız ve merhametle uzatılan her elin, yapılan her iyiliğin kişiye mutlaka geri döneceği oldu. Yazarın kendi ifadesiyle: "Yardım etmek üzere uzandığımız el, kendi elimizdir."
Oldukça etkileyiciydi benim için roman. Herkese tavsiye ederim.
İyi okumalar...