"Seslerin ortasında bakışlar, senin gözlerinde aralık kapılar vardı; her yere açılan, bazısı da hiç açılmayacak olan. Vardı. Evet anlamıştım. O kapılardan içeri girince, sakın ha yelteneyim bile deme buna, diyen bakışlar vardı gözlerinde. Vardı evet."
"Toplumun değişmesi demek, bizim gibilerin ölümü demektir....
"Bu milleti daima geriye götürmeli, iki üç bin yıl önceki törelere yönlendirmeli. Siyaset bunu gerektiriyor. Merak etmeyin, bu akıllı milletten biri çıkıp da" Niye dünyanın başka yerlerinde böyle şeyler olmuyor?" diye sormaz."
“Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar.
Kimseye anlatılamaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip gözüyle bakarlar. Biri çıkar da bunları söyler ya da yazarsa, insanlar yürürlükteki inançlara ve kendi akıllarına göre hem saygılı, hem de alaycı bir gülüşle dinlerler bunları. Çünkü henüz çaresi de, devası da yok bu dertlerin."
.........
"Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki, başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğince susmak gerek, elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım."
Reader Follow Recommendations
Hindistan’da Türk Rönesansı: Ekber Şah ve “Din-i İlahi”siH. Hilal Şahin · Selenge Yayınları · 20201 okunma
