Uzaksın kaç asır var aramızda
Ölçü birimlerine sığmayan bir hasret
İçimde tutuşan bir deniz
Pimleri çekilmiş kara mayınlar var
Ve kirpiklerimi kanatıyor. ...
Yokluğun....
JanRoj
17.08.17
- Apartman girişindeki lambayı sen mi kırdın Bülent?
+ Hangisini?
- Otomatik yanan, sensörlü lamba.
+ Hayır.
- Komşu görmüş, yalan söyleme. Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece.
Önüme baktım.
"Neden kırdın?"
Cevap yok
"Hasta mısın evladım? Söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle."
"Kırdımsa kırdım, ne olacak! Çok mu değerliymiş?"
"Lamba senden değerli mi evladım, lambanın amına koyayım, lamba kim? Yöneticiye de dedim. Lambanızı sikeyim, kaç paraysa veririz. Sen değerlisin benim için."
"Beni görünce yanmıyordu baba."
"Nasıl ya?"
"Görmezden geliyordu, yanmıyordu. kaç sefer yok saydı beni."
"E beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor."
"Hadi ya! Sahiden mi?"
"Evet. Ucuzundan takmışlar. Bizimle bir alakası yok!"
Babama sarıldım, yıllar sonra.
Erken Kaybedenler, hiçbir Serbes (Sayfa 141)
Mülksüzler Vol 7
"Çok şaşıracaksın ama... Sana olan tutsaklığım buraya kadar Eroin! Vedalaşmamızın zamanı geldi.
Her şey ne güzel başlamıştı oysa... Yepyeni ufuklar açmıştın önüme. Bulutların üzerine çıkarıp özgür bırakmıştın beni.
Bambaşka bir özgürlüktü bu; çevremdekilerden farklı kılan, sıkı sıkıya bağlanmaya değer çekici, vazgeçilmesi güç bir büyü... Asıl tutulduğum da buydu galiba.
Eros, dedim sana! Aşk tanrım oldun benîm. Mutluydum kollarında...
Beni dansa kaldırdığında, geri çeviremedim; tam tersine havalara uçtum sevincimden...
Ayaklarımızın uyumu harikaydı. Bana bırakmıştın kendini, istediğim gibi yönetebiliyordum seni. Hep böyle sürecek sandım...'
"...Tüm sorumluluğu sana yüklemek haksızlık olur.
Nereye sürüklendiğim belliydi, gene de koştum peşinden. Canımdaki canı çekip alman da ders olmadı bana. Senden kaçarken, sana sığındım.
Yaptığımızın ölüm dansı olduğunu bile bile, kollarındaki sarhoşluğumu sürdürdüğüm için ben de en az senin kadar suçlu değil miyim?
Ama bitti artık... Ölüm dansı tek kişiliktir!
Bundan sonrasında bana eşlik edemeyeceksin.
Ölümüm senin elinden olmayacak Eroin!
Bu zevki tattırmayacağım sana..."
Eroinle ölümüne dans!
Bitti, deseniz de bir yerlerde sürüyor hâlâ.
Değişen, yalnızca dans edenler...
Hayatın bize çizdiği yoI, özgürIük ve güzeIIikIerIe doIu oIabiIir, ama biz bu yoIu yitirdik. Hırs insanIarın ruhunu zehirIedi, dünyayı bir nefret çemberine aIdı. Hepimizi kaz adımIarıyIa sefaIetin ve savaşIarın içine sürükIedi. Hızımızı artırdık, ama bunun tutsağı oIduk. BoIIuk getiren makineIeşme bizi yoksuI kıIdı. Edindiğimiz biIgiIer bizi çıkarcı yaptı, zekamızı da katı ve acımasız. Çok düşünüyoruz, ama az hissediyoruz. MakineIeşmeden çok insanIığa, zekadan çok iyiIik ve anIayışa gereksinmemiz var. İnsancıI değerIerimizi koruyamazsak hayat korkunç oIur, hep yitiririz. Siz insanIar güçIüsünüz. MakineIeri yapacak güç sizdedir. Bu hayati oIağanüstü bir mutIuIuk serüvenine çevirecek oIan yine sizIersiniz. ÖyIeyse, insanIık ve demokrasi adına bu gücü kuIIanaIım ve miIIiyetçiIik hastaIığına karşı birIeştireIim. Din, diI, uIus ayrımcıIığı oImayan yeni bir dünya yarataIım...
Seni ''canımın içi'' diye sevecek birini kaybettin. Şimdi hiçbir can nefes olmayacak sana. Daha çok sevileceğini umarak gittiğin yerde sıkışırsa kalbin, elini kalbine koy. Çünkü o acı benim. O sıkışmayla sana, bizi bitirme çabalarını ve hiçe sayışlarını hatırlatmaya geleceğim. Biliyor musun sevgilim? Seni sevdim. Bir insan hayatında ne kadar çok ve ne kadar güzel sevebilirse, o kadar sevdim. Bu da benim yenik zaferim… Sen benim ilk çaresizliğim, sen benim ilk yenilgimsin