Hayvan Çiftliği yazarından okuduğum ikinci kitap oldu benim için. Daha önce 1984 kitabını severek okumuştum ve bu kitabı da beğeneceğimi düşünüyordum. Ancak itiraf etmeliyim ki Hayvan Çiftliği, 1984'ün birkaç adım ilerisine geçti. Olaylar o kadar akıcı o kadar gerçekçi anlatılmıştı ki hayran kalmamak elde değil...
Kitapta "Beylik Çiftlik" adında bir çiftlikte zor koşullar altında yaşayan hayvanların başkaldırı hikayesini okuyoruz. Çıkan isyan sonucunda insanlar çiftlikten atılır ve çiftliğin yeni ismi "Hayvan Çiftliği" olarak değiştirilir. Buraya kadar her şey çok güzel gider hayvanlar için. Artık özgürlerdir ve insan baskısı yoktur. İnsanlara dair hiçbir şeyi kullanmayacaklarına dair sözler verip yeni kurallar koyarlar. Ancak belli bir zaman sonra hayvanlar arasında da binlerce yıldır insanların içinde olduğu "güç" savaşı başlar. Zaten olaylar da buradan sonra patlak verir.
Kitabı bitirip kapağını kapattıktan sonra dünya var olduğundan, insanlar yaşadığından beri bir şeyin hiç değişmediğini hatırladım: "İktidar savaşı". Hep aynı hikaye. Öncelikle zor koşullar altında yaşayan bir halk, ardından halkı ayaklandıran, bunun böyle gitmeyeceğini artık birlikte çalışıp birlikte yiyeceklerini anlatan bir lider ve en sonunda daha çok çalışıp daha az yiyen halk ve daha az çalışıp daha çok yiyen lider...
Hayvan Çiftliği gerçekten okunması gerektiğini düşündüğüm bir eser. Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar. Kitaba puanım 10/10.