Hayat acayipti. Herkesin içinde başka türlü bir ev hayali. Bir çatı , bir yuva , bir sevgili , bir dost , bir ben, hangi kisveye bürünürse bürünsün , içine girip sığınabileceği , orada kendini güvende hissedeceği imkânsız bir huzur telakkisi.
Gözlerimi yola sabitleyip yürürken tüm vücudum ince , saydam bir zarla kaplıymış gibi garip bir hâl içine girdim. Uyku desem değil, uyanıklık desem hiç değil. Hem her şeyin ortasındaydım hem de hiçbir şey bana değmiyordu.